Translation of "Kaybolmuş" in German

0.003 sec.

Examples of using "Kaybolmuş" in a sentence and their german translations:

Kaybolmuş hissediyorum.

Ich fühle mich so verloren.

Kaybolmuş gibi görünüyorum.

Ich habe mich wohl verlaufen.

Tom kaybolmuş görünüyordu.

Tom schien verloren zu sein.

Her şey kaybolmuş.

- Alles ist weg.
- Alles ist aus.

Bisikletimi kaybolmuş buldum.

Ich stellte fest, dass mein Fahrrad verschwunden war.

Tom kaybolmuş görünüyor.

Tom sieht verloren aus.

O kaybolmuş olamaz.

Es kann nicht einfach so verschwunden sein!

Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.

Ich habe Angst, dass du dich verläufst.

Uçak ortadan kaybolmuş görünüyor.

Das Flugzeug hat sich scheinbar in Luft aufgelöst.

Tom ortadan kaybolmuş görünüyor.

Vielleicht ist Tom aus dem Blickfeld verschwunden.

Yolcu koltuğunda bıraktığım çanta kaybolmuş!

Die Tasche, die ich auf den Beifahrersitz gelegt habe, ist weg.

Tom düşüncelerde kaybolmuş gibi görünüyordu.

Tom wirkte gedankenverloren.

Sanki dünya onun ayağının altından kaybolmuş gibiydi.

Es war, als ob die Erde unter seinen Füßen verschwinden würde.

Bill 20 dakika geç kaldı. Bir yerde kaybolmuş olmalı.

Bill ist 20 Minuten zu spät. Er muss sich irgendwo verirrt haben.

- Kaybedilen zaman bir daha asla geri getirilmez.
- Kaybolmuş zaman asla tekrar bulunmaz.

Verlorene Zeit kommt nicht zurück.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

Der Flüchtige ließ sich in einer Kleinstadt fünfzig Meilen von hier blicken und verschwand dann wieder.