Translation of "Kayanın" in German

0.008 sec.

Examples of using "Kayanın" in a sentence and their german translations:

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

Ich versuche den Abschnitt zu finden, der um den Felsen gebunden war.

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

Wir könnten diesen großen Felsen nehmen.

Tom bir kayanın üzerine oturdu.

Tom setzte sich auf einen Stein.

Tom bir kayanın arkasına saklandı.

Tom versteckte sich hinter einem Felsen.

Tom kayanın üstüne yalnız oturdu.

Tom saß allein auf einem Stein.

- Tom geniş bir kayanın üzerinde uzanıyor.
- Tom büyük bir kayanın üstünde yatıyor.

Tom liegt auf einem großen Felsen.

Vay canına, kayanın burası çok kayganmış.

Aber dieser Felsen wird hier ganz schön glatt.

"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.

Ich denke: "Er ist sicher, direkt unter dem Felsen."

O kayanın üzerine basma. O düşecek.

Tritt nicht auf diesen Felsen da! Er wird fallen.

Bay Sato bir kayanın tepesinde duruyordu.

Herr Sato stand oben auf einem Felsbrocken.

Köpek balıkları tam olarak kayanın dibine geldi.

Die Haie kamen direkt in den Spalt.

Mary bir kayanın üzerinde tek başına oturuyordu.

Maria saß allein auf einem Stein.

Kayanın üzerinde yeşil ve sümüksü bir şey vardı.

Etwas Grünes, Schleimiges klebte an dem Stein.

Bir canavar dağın zirvesine yakın bir kayanın üzerinde yatıyordu.

Ein Monster lag auf einem Felsen nahe dem Gipfel des Berges.

Tom bir kayanın üzerine oturdu ve ayakkabısından bir taş çıkardı.

Tom setzte sich auf einen Felsen nieder und entfernte einen Stein aus seinem Schuh.

Kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

dass die Kanten das Seil durchtrennen. Ich würde in den Tod stürzen!

Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

Die holde Maid saß auf dem Stein und kämmte sich im Sonnenschein das gold’ne Haar.