Translation of "Hayli" in German

Bir hayli üyemiz var.

Wir haben viele Mitglieder.

Ben bir hayli etkilendim.

Ich bin sehr beeindruckt.

Fransızcan bir hayli gelişti.

Dein Französisch hat sich stark verbessert.

O bir hayli çok.

Das ist aber eine Menge.

Ve bu bir hayli ilginç

was interessant ist,

Fransa'da sanatçlara hayli saygı gösterilir.

Künstler werden in Frankreich hoch geschätzt.

Onun yeni romanı hayli övüldü.

Ihr neuer Roman wurde hoch gelobt.

O bir hayli sabır gösterdi.

Er zeigte ein großes Maß an Geduld.

Aile serveti bir hayli artmıştır.

Das Familienvermögen hat sich beträchtlich vergrößert.

Bunun hakkında bir hayli düşündüm.

Ich habe viel darüber nachgedacht.

Bir hayli öğrenci bugün yok.

- Heute fehlen ganz schön viele Schüler.
- Heute fehlen ganz schön viele Studenten.

Bir hayli Kanadalı arkadaşım var.

Ich habe viele kanadische Freunde.

Ben debir hayli kariyer başarısı edindim

Ich bin beruflich recht erfolgreich.

- George oldukça gevezedir.
- George hayli geveze.

George ist sehr geschwätzig.

Onun haklı olduğundan bir hayli eminim.

Ich bin mir ziemlich sicher, er hat recht.

Onun öğretim yöntemleri alışılmışın hayli dışında.

Er vermittelt das Wissen auf skurrile Weise.

Bu konuda bir hayli kitap var.

Es gibt viele Bücher zu diesem Thema.

Bu yolda bir hayli trafik var.

Auf dieser Straße herrscht reger Verkehr.

Orada bir hayli iyi arkadaşları vardı.

Er hatte dort viele gute Freunde.

Tom onun hayli eğlenceli olduğunu düşündü.

Tom fand es höchstgradig amüsant.

O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

Er hat heute Morgen ziemlich viele Briefe bekommen.

Onu hayli nitelikli bir çalışan olarak düşünüyorlar.

Er wird als hochqualifizierter Angestellter erachtet.

Böylece bir hayli geleneksel olan Koreli ailemin yanına,

Ich ging also zu meinen traditionell koreanischen Eltern,

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

Ein Grashüpfer und viele Ameisen lebten auf einem Feld.

- Tom geldiğinde saat bir hayli ilerlemişti.
- Tom geldiğinde artık çok geçti.

Als Tom ankam, war es schon zu spät.

Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.

In der Thermosphäre steigen die Temperaturen stetig bis weit über 1000 °C.

- O konuda bir veya iki şey biliyorum.
- O konuda bir hayli bilgi ve tecrübe sahibiyim.

- Ich weiß so manches darüber.
- Ich weiß so einiges darüber.