Translation of "Dünya'nın" in German

0.011 sec.

Examples of using "Dünya'nın" in a sentence and their german translations:

Dünya'nın Doğuşu.

Earthrise.

Dünya'nın tüm habitatlarında...

In jedem Lebensraum der Erde...

Dünya'nın dört bir yanında

Überall auf der Welt

Dünya'nın neresinde olursa olsun...

An jedem Ort der Erde gilt:

Dünya'nın neresi düz mal

Wo ist die Welt flache Ware

Ay, Dünya'nın etrafında döner.

Der Mond kreist um die Erde.

Ay Dünya'nın etrafında döner.

Der Mond bewegt sich um die Erde.

Mars, dünya'nın yarısı büyüklüğündedir.

Der Mars ist halb so groß wie die Erde.

Dünya'nın en açık düzlüklerinde de...

Und auf den weitesten Ebenen der Erde...

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

Die unnatürlichsten Orte des Planeten.

Dünya'nın en büyük teknoloji şirketi

Das weltweit größte Technologieunternehmen

Dünya'nın yüzeyinin dörtte üçü sudur.

Drei Viertel der Erdoberfläche ist Wasser.

Astronot, dünya'nın çevresindeki yörüngede bulunuyor.

Der Astronaut ist im Weltraum über der Erde.

Dünya'nın güneş'in etrafında döndüğünü öğrendik.

Wir haben gelernt, dass sich die Erde um die Sonne dreht.

Ay, yıldız değildir. Dünya'nın uydusudur.

Der Mond ist kein Stern, er ist ein Trabant der Erde.

Dünya'nın her yerini görmek isterim.

Ich würde gern jeden Ort auf Erden besuchen.

Şehirler, Dünya'nın en hızlı büyüyen habitatları.

Sie sind der am schnellsten wachsende Lebensraum der Erde.

Fakat dünya'nın düz olduğunu iddaa ediyorlar

aber sie behaupten, dass die Erde flach ist

Bunun sebebi ise dünya'nın yuvarlak olması

Der Grund dafür ist, dass die Erde rund ist

Dünya'nın etrafı buzul kütle ile çevrili

Die Erde ist von Gletschermasse umgeben

Dünya'nın en büyük şirketi Apple olmuştu

Das größte Unternehmen der Welt war Apple

Dünya'nın en popüler arama motoru Google.

Die weltweit beliebteste Suchmaschine ist Google.

Okyanuslar dünya'nın yüzeyinin % 70'ini kaplarlar.

Die Weltmeere machen 70 % der Erdoberfläche aus.

Aristo dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıyordu.

Aristoteles glaubte, dass die Erde der Mittelpunkt des Universums sei.

Dünya'nın en ikonik bazı yaratıkları hakkında bildiklerimiz

Unser Wissen über einige der legendärsten Geschöpfe der Welt

Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.

In den Dschungeln der Welt bringt der Sonnenuntergang Veränderungen.

Dünya'nın en büyük pramit'ine bir göz atalım

Werfen wir einen Blick auf das größte Pramit der Welt

Uzayın zamanı ile Dünya'nın zamanı aynı değildir

Die Zeit des Weltraums und die Zeit der Erde sind nicht gleich

Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir.

Die Tageszeitung bringt die Probleme der weiten Welt an den Frühstückstisch.

Kopernik sayesinde Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü biliyoruz.

Kopernikus lehrte, dass die Erde sich um die Sonne dreht.

...Dünya'nın bir gecesinde. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

...auf der Erde bei Nacht? Untertitel von: Jan Trüper

...Dünya'nın en büyülü gecelerine sahne oluyor. DÜNYA'DA GECE

...für magische Nächte auf Erden. DIE ERDE BEI NACHT

Nasa'nın paylaştığı verilerde dünya'nın şeklinin geoit olduğu görülür

In den von der Nasa geteilten Daten ist zu sehen, dass die Form der Erde geoit ist

Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.

Die Welt muss neue Energiequellen entwickeln anstelle von Erdöl.

Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Der Blick vom Mond auf die Erde ist eins der symbolträchtigen Bilder des 20. Jahrhunderts.

Dört Amerikalıdan biri, Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü bilmiyor.

Jeder vierte Amerikaner weiß nicht, dass sich die Erde um die Sonne dreht.

Mars'ın yer çekimi Dünya'nın yer çekiminin %38'idir.

Die Schwerkraft auf dem Mars erreicht 38 % der Schwerkraft auf der Erde.

Yağmur ormanları dünya'nın en büyük biyolojik hazineleri biridir.

Die Regenwälder gehören zu den größten Naturschätzen der Welt.

Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.

Auch ihretwegen ist diese Wüste eine der artenreichsten der Welt.

Volverinler, Dünya'nın üst kısımlarını çevreleyen donuk topraklarda boy gösterir.

Vielfraße leben in den eisigen Regionen der Nordhalbkugel,

Dünya'nın en sürprizlerle dolu gecesine hoş geldiniz. DÜNYA'DA GECE

Willkommen zur überraschendsten Folge von Die Erde bei Nacht. DIE ERDE BEI NACHT

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.

Es ist einer der bevölkerungsreichsten Orte der Welt. Einwohnerzahl: 20 Millionen.

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

Die höchste Leopardendichte der Welt.

John Glenn, 1962 yılında üç kez Dünya'nın yörüngesinde döndü.

John Glenn umrundete die Erde 1962 dreimal.

Peki Dünya'nın gün uzunluğunu başka bir şey belirleseydi ne olurdu?

Aber was, wenn etwas Anderes die Länge der Erdentage bestimmt?

Dünya'nın en büyük çöl ve çayırlarının gizli yanlarını... ...keşfetmek için.

Wir entdecken eine verborgene Seite der großen Wüsten... ...und Steppenlandschaften.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

Der größte Landsäuger der Erde spaziert mitten durchs Stadtzentrum.

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

Er entwickelte sogar dieses Thema und machte Fotos von allen Straßen der Erde.

Copernicus dünya'nın ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında hareket ettiğine inandı.

Kopernikus glaubte, dass sich die Erde und die anderen Planeten um die Sonne bewegten.

Son teknoloji kameralar, Dünya'nın en ikonik bazı hayvanları hakkında bildiklerimizi değiştiriyor.

Hochmoderne Kameras ändern unser Verständnis von einigen der legendärsten Geschöpfe der Erde.

Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır

Bekannte und aufgezeichnete 0,02 Sekunden leben vor der Zeit der Erde

Dünya'nın bütün sokaklarını, her sokakta bulanan evlerin fotoğraflarını tek tek çekti.

Er fotografierte alle Straßen der Welt und die Häuser in jeder Straße.

Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.

Zu Halloween passierte ein schädelförmiger Asteroid die Erde.

Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.

Die Existenz von Nationalstaaten gewährte Europa einen großen Vorteil gegenüber der übrigen Welt.

Daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi

Von Braun wollte dieses Problem lösen, indem er das Raumschiff in Stücke an Bord

Perseidler, Dünya'nın Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının geride bıraktığı enkaz alanına girmesiyle oluşur.

Die Perseiden treten auf, wenn die Erde die Staubspur des Kometen Swift-Tuttle kreuzt.

Bu sıradışı Venedik şehri. Bugün Dünya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisi,

Dies ist die außergewöhnliche Stadt Venedig - heute eines der beliebtesten Reiseziele der Welt,

Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.

Wissenschaftler haben entdeckt, dass die Temperatur und der CO₂-Gehalt der Luft im ganzen Lauf der Erdgeschichte eng miteinander verknüpft sind.

Merkür, güneş sistemimizdeki en küçük gezegendir. Dünya'nın uydusu Ay'dan yalnızca biraz daha büyüktür.

Der Merkur ist der kleinste Planet unseres Sonnensystems. Er ist nur ein wenig größer als der Mond der Erde.

Merkür Dünya'nın sadece yaklaşık üçte biri büyüklüğündedir. Bu başka bir gezegenden daha küçüktür.

Der Merkur ist nur etwa zu einem Drittel so groß wie die Erde; er ist kleiner als jeder andere Planet.

- Jüpiter Dünya'dan yaklaşık on kez daha büyüktür.
- Jüpiter Dünya'nın yaklaşık on katı büyüklüğündedir.

Der Jupiter ist etwa zehnmal so groß wie die Erde.

Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.

Aristoteles, der von 384 bis 322 v. Chr. lebte, glaubte, dass die Erde rund sei. Er nahm an, dass sie der Mittelpunkt des Universums sei und dass sich Sonne, Mond, Planeten und alle Fixsterne um sie drehen würden.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Überall auf der Welt werden wilde Tiere immer kreativer darin, an Nahrung zu gelangen.

Dünya'nın karbondioksit emisyonlarının dörtte biri Amerika'dandır: Onun kişi başına düşen emisyonu dünyada en büyüktür.

Ein Viertel der weltweiten Kohlendioxidemissionen stammen aus Amerika, dessen Pro-Kopf-Emissionen ebenfalls die höchsten der Welt sind.

1632'de Galileo, Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde döndüğünü söyleyen bir kitap yayınladı. Katolik Kilisesi onu tutukladı ve yargıladı.

1632 veröffentlichte Galileo Galilei ein Buch, in dem stand, dass sich die Erde um die Sonne drehe. Die katholische Kirche ließ ihn verhaften und vor Gericht stellen.

Iki adam rekor kıran ve meşakkatli bir şekilde 14 gün boyunca küçük bir uzay aracında Dünya'nın etrafında döndüler.

verbrachten die beiden Männer 14 Tage lang rekordverdächtige und anstrengende Umlaufbahnen in einem winzigen Raumschiff.

- Tom Güneş'in, Dünya'nın etrafında döndüğünü sanıyor.
- Tom güneşin dünyanın etrafında döndüğünü düşünüyor.
- Tom'a göre güneş dünyanın etrafında dönüyor.

- Tom glaubt, dass sich die Sonne um die Erde dreht.
- Tom glaubt, die Sonne drehte sich um die Erde.
- Tom glaubt, dass sich die Sonne um die Erde drehte.
- Tom glaubt, dass sich die Sonne um die Erde drehen würde.