Translation of "Başladığı" in German

0.004 sec.

Examples of using "Başladığı" in a sentence and their german translations:

Tom başladığı şeyi bitirmeli.

Tom muss zu Ende führen, was er begonnen hat.

Tom başladığı şeyi bitirsin.

- Lass Tom zu Ende führen, was er begonnen hat!
- Lasst Tom zu Ende führen, was er begonnen hat!
- Lassen Sie Tom zu Ende führen, was er begonnen hat.

Bu onun başladığı yer.

Das ist, wo es begann.

O başladığı şeyi sonuçlandırır.

Er erreicht alles, was er sich vornimmt zu tun.

Bazı başladığı projeleri bitiremedi bile

Er konnte nicht einmal einige der Projekte beenden, die er begonnen hatte

Montgomery her şeyin başladığı yerdi.

In Montgomery nahm alles seinen Anfang.

Denizin başladığı yerde kara biter.

Das Ufer endet dort, wo das Meer beginnt.

Boston her şeyin başladığı yerdir.

In Boston nahm alles seinen Anfang.

Burası her şeyin başladığı yerdir.

- Hier fing alles an.
- Hier hat alles angefangen.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

Er hat endlich das erreicht, was er erreichen wollte.

Çoğumuzun yeni anlamaya başladığı bir şeye...

das die meisten von uns gerade erst zu verstehen beginnen:

Öğretmen konuşmaya başladığı an uykuya daldı.

Sie schlief ein, kaum dass der Lehrer zu reden anfing.

Mary dansa başladığı için çok mutluydu.

Maria war so glücklich, dass sie zu tanzen anfing.

Düşündüğüne dair söylentilerin başladığı Porto'yu işgal etti .

, sich selbst zum König von Portugal zu krönen.

Yağmur yağmaya başladığı için eve doğru koştum.

Ich bin in das Haus gerannt, weil es zu regnen begann.

Şiddetli yağmur yağmaya başladığı için içeride oynadık.

Weil es stark regnete, spielten wir drinnen.

- Bu, eğlencenin başladığı yerdir.
- Eğlence burada başlıyor.

Hier geht der Spaß erst los.

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

Sobald sie ihre 15 Eier gelegt hat, muss sie zurück zum Ausgangspunkt.

- Tom en başa döndü.
- Tom başladığı yere döndü.

- Tom muss wieder von vorne anfangen.
- Tom steht wieder am Anfang.

Kimin başlattığı ya da neden başladığı önemli değil.

Es spielt keine Rolle, wer damit angefangen hat oder was der Anlass war.

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

Wie genau das Feuer begann, wurde nie bestimmt. Es war jedoch höchstwahrscheinlich ein Funke durch beschädigte

En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.

Es ist viel extremer als unsere verrückteste Science-Fiction. Ich erinnere mich an den Tag, an dem alles begann.