Translation of "Kara" in German

0.008 sec.

Examples of using "Kara" in a sentence and their german translations:

Kara kara düşünüyordu.

Sie war in Gedanken versunken.

Yağmur kara dönüştü.

Der Regen ging in Schnee über.

Hey, kara bak!

Hey, schau dir den Schnee an.

Kara benziyor değil mi?

- Es sieht aus wie Schnee, oder?
- Sieht nach Schnee aus, ne?

Yağmur kara dönüşmeye başladı.

Der Regen begann in Schnee überzugehen.

Baca kara duman püskürtüyor.

Der Kamin stößt schwarzen Qualm aus.

O bir kara delik.

Es ist ein schwarzes Loch.

Tom kara büyü uyguluyor.

Tom übt schwarze Magie aus.

Yere kara yoluyla ulaşılamaz.

Der Ort ist auf dem Landweg nicht zu erreichen.

Gökyüzü kara bulutlarla dolu.

Der Himmel ist mit schwarzen Wolken bedeckt.

Kara para aklamakla suçlandı.

Er wurde der Geldwäscherei angeklagt.

Kara kedi uğursuzluk getirir.

Schwarze Katzen bringen Unglück.

Kara bulutlar yağmur habercisidir.

Dunkle Wolken sind die Vorzeichen für Regen.

Kara delikler çok yoğundur.

Schwarze Löcher sind sehr dicht.

O, kara listeye alındı.

Er steht auf der schwarzen Liste.

Tom yüzümü kara çıkardı.

- Tom hat mich enttäuscht.
- Tom hat mich im Stich gelassen.

Kara kedileri sever misin?

- Mögen Sie schwarze Katzen?
- Magst du schwarze Katzen?
- Mögt ihr schwarze Katzen?

Denizin başladığı yerde kara biter.

Das Ufer endet dort, wo das Meer beginnt.

Bahçede bir kara planaryası buldum.

Ich habe eine Landplanarie im Garten gefunden.

Öğretmen için kara tahtayı sildim.

Ich wischte für den Lehrer die Tafel.

Mahalle kara yoluyla ikiye ayrıldı.

Das Wohnviertel wurde von der Autobahn in zwei Hälften geteilt.

Kara bulutlar toplanıyor. Yağmur yağacak.

Schwarze Wolken ziehen auf, es wird gleich regnen.

Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.

Ich kann einen Frosch nicht von einer Kröte unterscheiden.

Ben bir kara başlı ötleğenim.

Ich bin eine Mönchsgrasmücke.

Tom'un botları derin kara battı.

Toms Stiefel versanken im tiefen Schnee.

Hava, kara bulutlar ile kaplanıyor.

Graue Wolken verhüllen den Himmel.

Bu para kara gün içindir.

Dieses Geld ist für einen Regentag.

Şiddetli kara rağmen o geldi.

Er kam trotz des schweren Schneefalls.

- Koyu bulutlar yağmura işaret eder.
- Kara bulutlar yağmurun belirtisidir.
- Kara bulutlar yağmur habercisidir.

Dunkle Wolken sind die Vorzeichen für Regen.

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

Ich kann es im Schnee ausstampfen, sodass es vom Helikopter aus zu sehen ist.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Dunkle Nächte wie diese sollten es leichter machen.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

Mein Vater arbeitete zuerst im öffentlichen Straßenbau.

üstelik bir kömür kadar kara aslında

und es ist tatsächlich so schwarz wie Kohle

şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü

Jetzt war das Landstück auf Erden ganz

Peki kara böcekli suşisi olan restoran?

Und das Kakerlakensushi-Restaurant?

O, kara gün için para biriktirdi.

Sie sparte Geld für einen verregneten Tag.

Kara büyü diye bir şey yoktur.

So etwas wie schwarze Magie gibt es nicht.

Afrika'ya bir zamanlar Kara Kıta denirdi.

Afrika wurde früher der schwarze Kontinent genannt.

Kışın burada çok kara yağar mı?

Schneit es hier im Winter viel?

Mahalle kara yolu ile ikiye ayrıldı.

Das Wohnviertel wurde von der Autobahn in zwei Hälften geteilt.

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

- Im Zentrum unserer Galaxis befindet sich ein Schwarzes Loch.
- Es gibt ein schwarzes Loch im Zentrum unserer Galaxis.

O, kara yolu ile İtalya'ya gitti.

Er reiste über den Landweg nach Italien.

Tom pencereden dışarı düşen kara baktı.

Tom sah durch das Fenster dem Schnee beim Rieseln zu.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

Schwarzwälder Kirschtorte ist ein natürliches Aphrodisiakum.

Bu sabah uyandığımda, yağmur kara dönmüştü.

- Als ich heute Morgen aufwachte, war der Regen in Schnee übergegangen.
- Als ich heute Morgen aufwachte, war der Regen zu Schnee geworden.

Şu kara bulutlar muhtemelen yağmur getirecek.

- Diese dunklen Wolken werden vermutlich Regen bringen.
- Die dunklen Wolken bringen sicher Regen.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass schwarze Katzen Unglück bringen.

Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

Elefanten sind die größten Landtiere der Welt.

Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.

Ich habe gehört, dass Tom Sachen auf dem Schwarzmarkt kauft.

Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.

Tom kam durch eine Landmine ums Leben.

Kara sakal en ünlü korsanlardan biridir.

Schwarzbart war einer der berüchtigtsten Piraten.

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

Es ist eine riesige „Schwarze-Witwe-Spinne“ in meinem Zimmer.

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

Eine Tafel muss nicht zwangsläufig schwarz sein.

Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.

Der afrikanische Elefant ist das größte Landsäugetier der Erde.

Galaksimizin merkezinde kütleli bir kara delik var.

Im Herzen unserer Galaxis befindet sich ein supermassives Schwarzes Loch.

Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.

Elefanten sind die größten derzeitig lebenden Landtiere.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.

Ich kann einen Frosch nicht von einer Kröte unterscheiden.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.

Ich kann einen Frosch nicht von einer Kröte unterscheiden.

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Der Topf wirft dem Kessel vor, dass er schwarz ist.

Ne karanlıkta yat ne de kara düş gör

Weder im Dunkeln liegen noch schwarz träumen

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

- Enttäusch mich nicht!
- Enttäuscht mich nicht.
- Enttäuschen Sie mich nicht.
- Lass mich nicht im Stich.
- Lasst mich nicht im Stich.
- Lassen Sie mich nicht im Stich.

Tom Kara Cuma'da bir plazma TV satın aldı.

Tom hat sich am Schwarzen Freitag einen Plasmafernseher zugelegt.

Birkaç gün önce yaptığın gibi yüzümü kara çıkarma.

Enttäusche mich nicht so wie neulich!

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

- Mögen Sie schwarze Katzen?
- Magst du schwarze Katzen?

- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

- Es gibt keine Heilung für Liebesschmerz.
- Liebeskummer kann man nicht heilen.

Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.

Nichts ist schwärzer als ein schwarzes Loch.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Technologie schafft neue Möglichkeiten, um in die tiefen unserer Psyche zu sehen.

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

Selbst wenn ich nach in der Hoffnung auf festeren Schnee tiefer grabe,

Toprak, sadece kara parçasının yüzeyini kaplayan ince bir örtü

Er ist nur eine dünne Schicht, die die Erdoberfläche bedeckt.

Sizin için kara elmas, kandan daha değerli değil mi?

Für Sie ist schwarzer Diamant wertvoller als Blut, nicht wahr?

LISA, yıldızlar ve kara deliklerden gelen yerçekimsel dalgaları arayacaktır.

LISA wird nach Gravitationswellen von Sternen und Schwarzen Löchern suchen.

Doktor'un ümitsiz ifadesinden, hasta için kara haberleri olduğu açıktı.

Nach dem unheilverkündenden Gesichtsausdruck des Doktors war es klar, dass er düstere Neuigkeiten für den Patienten hatte.

Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.

Das Schwarze Loch ist umgeben von einer rotierenden Scheibe ionisierten Gases.

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

zieht es gegen diesen ganzen Schnee und das Eis und wird mich halten.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Bald wird die Löwin die Vorteile dunkler Nächte verlieren.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

Der größte Landsäuger der Erde spaziert mitten durchs Stadtzentrum.

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

- Ich lasse dich nicht hängen.
- Ich werde dich nicht herunter lassen.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

In Dschungeln werden mehr neue Arten entdeckt als irgendwo sonst an Land.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Kurz vorm Winterschlaf machen sich diese Schwarzbären auf in die Stadt.

Karbon ayrılması olarak bildiğimiz bir işlem ile kara parçaları ve denizler

wird nämlich im Moment von der Erde und dem Meer aufgenommen.

Kara mayınları her yıl çoğu çocuk 15.000 ila 20.000 insanı öldürür.

Jährlich kommen 15 000 bis 20 000 Menschen durch Landminen ums Leben, viele davon Kinder.

- Kimin konuştuğuna bak.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Konuşana bak hele.
- Diyene de bakın.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Das sagt der Richtige.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Der Mond nimmt weiter ab. Sie muss das Beste aus den dunklen Nächten machen.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Vampirfledermäuse sind in dunklen Nächten am aktivsten. In der Finsternis suchen sie nach Blut.

Uranüs'ün kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, on bir bilinen halkası vardır.

Der Uranus hat elf bekannte Ringe; diese bestehen aus dunklen, felsbrockenartigen Partikeln.

- Aşk hastalığının tedavisi yoktur.
- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

- Es gibt keine Heilung für Liebesschmerz.
- Liebeskummer kann man nicht heilen.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

- Wahre Freunde erkennt man in der Not.
- Freunde in der Not gehen tausend auf ein Lot.
- In der Not erkennt man den wahren Freund.
- Freunde erkennt man in der Not.

- Deniz kaplumbağası ile kara kaplumbağası arasında ne fark vardır?
- Kaplumbağa ile tosbağa arasındaki fark nedir?

- Was ist der Unterschied zwischen einer Meeresschildkröte und einer Landschildkröte?
- Worin unterscheiden sich eine Seeschildkröte und eine Landschildkröte?

Kara delikler ve solucan delikleri bunların kısa yolu gibi bir şey yani kısa yol sekmesi gibi yine

Schwarze Löcher und Wurmlöcher sind wie Verknüpfungen von ihnen, wieder wie eine Verknüpfungslasche