Translation of "Yapılan" in French

0.008 sec.

Examples of using "Yapılan" in a sentence and their french translations:

Mermerden yapılan şeyler

choses en marbre

Bölgede yapılan çalışmalarda

études dans la région

Onun aksine yapılan süslemeler

En revanche, les décorations faites

Bu taşlarda yapılan incelemede

dans l'examen de ces pierres

Fakat yapılan incelemede ise

mais dans l'examen fait

Dikiş elle yapılan iştir.

Coudre, c'est du travail manuel.

Menopoza girmeden yapılan ilk taraması.

lors de sa première scintigraphie, avant la ménopause.

Arkeolojik açıdan yapılan kazılar derken

Quand on dit fouilles archéologiques

Az önce yapılan duyuruyu anlayamadım.

Je n'ai pas pu comprendre l'annonce qui vient d'être faite.

Avukat karşılıksız yapılan servislerini önerdi.

L'avocat a bénévolement proposé ses services.

Bu Japonya'da yapılan bir kronometredir.

C'est un chronomètre produit au Japon.

Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.

Le prêtre a béni l'église nouvellement construite.

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

tout cela est fait en ligne.

Işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi

cette communauté dominante était les Turcs

Yapılan gözlemlerde kuyruklu yıldızları bünyesinde barındırıyor

il contient des comètes dans les observations faites.

Bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

Dans les recherches menées dans la région, aucune pierre du ciel n'a été trouvée.

Herkes onun tarafından yapılan resimlere hayrandır.

Tout le monde admire les tableaux qu'il a peints.

Düzgün bir şekilde yapılan işleri severim.

J'aime que les choses soient faites correctement.

Neredeyse yapılan iş yanına kâr kaldı.

- Il a failli s'en tirer comme ça.
- Il s'en est presque tiré comme ça.

Peynir ve tereyağı sütten yapılan ürünlerdir.

- Le fromage et le beurre sont faits à partir du lait.
- Le fromage et le beurre sont des produits laitiers.

"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."

« Ce n'est pas le jardin qui est important, mais le jardinage. »

Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.

Tout d'abord, la fouille de la sécurité du tribunal les agace.

Yapılan arkeolojik kazılarda 2. Ayasofya'nın kalıntılarına rastlayabiliyoruz

nous pouvons trouver les ruines de la 2ème Sainte-Sophie dans les fouilles archéologiques

Milyon yıllık kayaçlarda yapılan incelemeler sonucunda ise

À la suite des enquêtes menées dans les roches vieilles d'un million d'années

Meyer ve arkadaşları tarafından yapılan çalışma olağandışıydı.

L'étude de Meyer et de ses collègues était inhabituelle.

Orada yapılan çok az film olduğu söylenmeli.

Il faut dire qu'il y a très peu de films qui sont tournés là-bas.

Öğretmen öğrenciler tarafından yapılan gramatik hataları gösterdi.

L'enseignant fit remarquer les fautes grammaticales commises par les étudiants.

Evet. Onun tarafından yapılan resimlere herkes hayran.

Oui, tout le monde admire les tableaux qu'il peint.

Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

Les défenseurs ont arrêté l'assaut des attaquants.

M.Ö. 400'de, tedavi yapılan tapınaklar inşa edildi

En 400 av. J.-C, des temples de guérison ont été érigés

Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,

Ils sont déconcertés par la nature de l'accusation,

çünkü daha önce yapılan ilk iki tanesi yıkıldı

parce que les deux premiers précédents ont été détruits

Ve tüm dünyada izlenebilecek şekilde yapılan bir film

et un film fait pour regarder partout dans le monde

Yapılan testler sonucu ise 12.000 yıllık olduğu anlaşıldı

À la suite des tests, il a été compris qu'il avait 12 000 ans.

Şehre yapılan saldırılarda ise büyük bir önem taşıdı

C'était d'une grande importance dans les attaques contre la ville.

Yapılan yapının büyüklüğünü bir düşünün şimdi karınca için

La taille de la structure fait penser pour l'instant aux fourmis

Ve son yapılan artık restore çalışmalarından sonra ise

Et après les derniers travaux de restauration effectués

Belleau Wood için yapılan savaş üç hafta sürdü.

La Bataille du bois Belleau a duré trois semaines.

Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.

Des investissements dans les domaines de la nutrition et des matériaux.

Size birbiri ardına yapılan çalışmaları ve dünyanın her yerinden

Il y a des histoires comme celle de Bassam partout dans le monde

Ayrıca şirketin tüm elemanlarıyla yapılan toplantılar için de güzel.

mais aussi à être visible à la réunion des employés.

O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.

que je suis le seul sur qui ils avaient fait un gros plan.

Her saati çalıştı . Uzay aracına yapılan tüm sesli iletişimler

Toutes les communications vocales avec le vaisseau spatial passaient par le communicateur capsule ou

Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.

Les maisons de bois brûlent plus facilement que les maisons de pierre.

Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.

Rien ne vaut une promenade le matin.

Yapılan bir araştırmaya göre hızlı yemek obeziteye yol açıyor.

Une étude a montré que les repas trop rapides favorisent l'obésité.

Parkta yapılan yürüyüş sırasında o, kazara eski arkadaşıyla karşılaştı.

Lors d'une promenade dans le parc, elle rencontra par hasard son ancienne amie.

Renkçilik, daha koyu ten rengine sahip olanlara karşı yapılan ayrımcılık,

le colorisme, la discrimination de ceux qui ont la peau plus foncée,

Laura için yapılan sürpriz parti bu gece değil, yarın gece.

La fête surprise pour Laura n'est pas ce soir, mais demain soir.

Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

Un récent sondage montre que le nombre de fumeurs diminue.

Yapılan zararı telafi etmek için asla çok fazla geç değildir.

- Il n'est jamais trop tard pour réparer le mal qui a été fait.
- Il n'est jamais trop tard pour se repentir du mal qui a été fait.
- Il n'est jamais trop tard pour expier le mal qui a été fait.

Pazar sabahı saat on bir, Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.

la messe du dimanche est « l'heure la plus ségréguée » d'Amérique.

Aldığı uluslararası dengeler listesi adı verilen listeyle yapılan yarışmanın ışığında zafer

la suite d'un concours avec la liste appelée la liste des équilibres internationaux, qui

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.

Le fromage est un aliment solide fabriqué à partir du lait de vache, de chèvre, de mouton, et d'autres mammifères.

Tatoeba Projesinde harf çevirisi yapılan diller; Japonca, Çince, Şangayca, Gürcüce ve Özbekçedir.

Les langues qui ont obtenu la translittération sur Tatoeba sont le japonais, le chinois, le shanghaïen, le géorgien et l'ouzbek.

Stratejik bir konum . O dönemde bin dokuz yüz yetmiş dokuz yılda açılışı yapılan

très stratégique , en particulier près du golfe Persique, qui fait face à l'Iran.

Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.

Visible depuis l'espace, la Grande Barrière de Corail est la plus grande structure sur Terre construite par des organismes vivants.

Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.

Les études occidentales ont démontré qu'il freine le développement du cancer et qu'il est plus efficace que la morphine.

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

Au milieu du massacre de Borodino, Ney a mené son corps en attaque après attaque sur les terrassements

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

Ce mouvement des zones rurales vers les zones urbaines s'est poursuivi sur plus de deux-cents ans.

Ebeveynlik Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, korunmasız cinsel ilişkiye giren gençlerin yüzdesi artıyor.

Selon une étude réalisée par l'institut GFK, le pourcentage de jeunes ayant des relations sexuelles non-protégées est en augmentation.

Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.

Faîtes une bonne traduction de la phrase que vous traduisez. Ne vous laissez pas influencer par les traductions dans les autres langues.

18 Haziran'da Niigata şehir akvaryumunda, bir çalışan tarafından yapılan bir hata yüzünden 7000 balık öldü.

Le 18 juin, à l'aquarium municipal de Niigata, sept mille poissons moururent par la faute d'un employé.

Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.

Le bento est un petit repas composé de riz bouilli et d’algues, que l’on vend dans des boîtes de bois blanc.