Translation of "Olacağı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Olacağı" in a sentence and their french translations:

Onun başarısız olacağı kesindir.

C'est clair qu'il va se foirer.

Bunun olacağı bize söylendi.

On nous avait dit que cela arriverait.

Ne olacağı konusunda düşünmeye başladım.

Je pense à ce qui est sur le point d'arriver.

Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.

Je ne suis pas troublée par les apparences.

Oraya gittiğinde ne olacağı bilinmeli.

pour comprendre ce qui va lui arriver une fois enfoui.

Fiziksel açıdan  zorlayıcı olacağı şimdiden belli.

Je sais d'avance que ça va être physique.

Toplantının nerede olacağı sana söylenildi mi?

Vous a-t-on dit où la réunion se tiendra ?

Böyle bir şeyin olacağı içime doğmuştu.

J'avais l'impression que quelque chose comme ça allait arriver.

Tom pişman olacağı bir şey yapmak istemedi.

Tom ne voulait pas faire quelque chose qu'il regretterait.

Ne olacağı hakkında Tom'la konuşmamı ister misin?

- Veux-tu que je parle à Tom de ce qu'il va se passer ?
- Voulez-vous que je parle à Tom de ce qu'il va se passer ?

Tom burada dumanlı olacağı konusunda beni uyardı.

Tom m'avait prévenu que ce serait enfumé ici.

Tom buranın gürültülü olacağı konusunda beni uyardı.

Tom m'avait prévenu que ce serait bruyant ici.

Ne olacağı hakkında hiçbirimizin herhangi bir fikri yoktu.

- Aucun de nous n'avait la moindre idée de ce qui allait arriver.
- Aucune d'entre nous n'avait la moindre idée de ce qui allait se passer.

Akşam yemeğinin kaça mal olacağı kimsenin umurunda değil.

- Personne ne s'inquiète de combien va coûter le déjeuner.
- Personne ne s'inquiète de combien va coûter le dîner.

1800 yılında Lannes, 5 çocuğu olacağı bir Senatörün kızı

En 1800, Lannes se remarie avec Louise-Antoinette Guéheneuc,

- Senin planın başarılı olacağı kesin.
- Planınız kesinlikle başarılı olacak.

Ton plan va certainement réussir.

Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.

S'il y a de l'eau en bas, ça veut sûrement dire qu'il y a des animaux.

Hayatının sonlarına yakın, mirasının ne olacağı hakkında çok endişelenmeye başladı.

- Vers la fin de sa vie, il a commencé à être très préoccupé par le legs qu'il laisserait derrière lui.
- Vers la fin de sa vie, il a commencé à s'inquiéter sérieusement quant au devenir de son legs.

Bugün burada ne olacağı hakkında bana bir şey söyleyebilir misin?

Peux-tu me dire quelque chose à propos de ce qu'il va se passer ici aujourd'hui ?

Başında, kadınların payının yüzde otuz olacağı anlaşmadan sonra yirmi bir gün

vingt et un jours après l'accord, dans lequel la proportion de femmes sera de

Onun tadının nasıl olacağı hakkında meraklıydı, bu yüzden küçük bir ısırık aldı.

Il était curieux du goût que ça aurait, alors il en mordit un petit morceau.

- Babam, büyüdüğümde bir iş bulurken okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.
- Babam, büyüdüğümde bir iş bulmak için okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.

Père a parlé de combien l'école sera importante pour trouver un travail lorsque je serai plus âgé.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

Mme. Brown avertit Beth que, si elle ne mangeait pas correctement, elle serait toujours en surpoids.

Sanırım bundan sonra işlerin nasıl olacağı budur, bu yüzden buna alışsak iyi olur.

J'imagine que c'est comme ça que les choses vont se passer à partir de maintenant, donc on ferait mieux de s'y habituer.

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.

L'information présentée dans l'article de Kelly sur la coordination des couleurs est considérée comme étant utile dans l'élaboration d'une théorie alternative.