Translation of "Kişinin" in French

0.010 sec.

Examples of using "Kişinin" in a sentence and their french translations:

136 kişinin yaralanması

136 blessures

Hayatta kalmak isteyen kişinin

Pour l'aventurier, le poisson…

34 kişinin hayatını yitirmesi

34 personnes ont perdu la vie

Yanımızdaki kişinin elini tutalım.

prenez la main de la personne à côté de vous.

Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak

Dès lors, avoir un accès total à un téléphone,

Toplumda bir çok kişinin hayalidir

est le rêve de beaucoup de gens dans la société

, 200.000 kişinin hareketini koordine etti

coordonnant le mouvement de 200 000 hommes

Az sayıda kişinin daktilosu var.

Peu de gens ont des machines à écrire.

Bu kişinin ismini artık hatırlamıyorum.

Je ne me rappelle plus le nom de cette personne.

O hasta kişinin hayatı tehlikede.

La vie de cette personne malade est en danger.

Bunu birçok kişinin yaptığını düşünüyorum.

Je pense que beaucoup de personnes font ça.

Birkaç kişinin iki arabası var.

Peu de personnes ont deux voitures.

Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır,

C'est regarder dans les yeux la personne se tenant face à vous,

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

Cela aide le tribunal à rétablir sa relation avec la communauté,

Sakar Şakir bir çok kişinin favorisidir

maladroit Şakir est un favori de beaucoup

Eskiler bir çok kişinin hoşuna gitmez

les personnes âgées n'aiment pas beaucoup de gens

Senin gibi bir kişinin anlayacağını düşünüyordum.

Je pensais que quelqu’un comme toi comprendrais.

Pencereyi kıran kişinin sen olduğunu biliyorum.

Nous savons que c'est toi qui as brisé la fenêtre.

Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

Un monument a été érigé en mémoire des défunts.

Avustralya'da kaç kişinin yaşadığını biliyor musun?

Sais-tu combien de personnes vivent en Australie?

Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.

Il y avait 1 000 personnes dans mon lycée.

Yaklaşık 17 kişinin pars saldırısında öldüğünü belgeledik...

Nous avons recensé 17 personnes tuées par des léopards...

Ev beş kişinin yaşayamayacağı kadar çok küçük.

La maison est trop petite pour y vivre à cinq.

Latince neden bir kişinin yaşamı için önemlidir?

En quoi le latin est-il important dans la vie d'une personne ?

O savaşta kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor.

Personne ne sait combien de gens sont morts dans cette bataille.

Saçını taramaya ihtiyacı olmayan kişinin saçları yoktur.

Celui qui n'a pas de cheveux n'a pas besoin de peigne.

Fark eden tek kişinin ben olduğumu sanmıyorum.

Je ne pense pas être le seul à avoir remarqué.

Simyagerler felsefe taşının kişinin hayatını uzatabileceğine inanıyordu.

Les alchimistes croyaient que la pierre philosophale serait en mesure de prolonger la vie d'une personne.

Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.

Je me suis assis derrière une très grande personne au théâtre.

Bunu yapan kişinin ben olmadığımı nereden biliyorsun?

- Comment savez-vous que je ne suis pas celui qui l'a fait ?
- Comment savez-vous que je ne suis pas celle qui l'a fait ?
- Comment sais-tu que je ne suis pas celui qui l'a fait ?
- Comment sais-tu que je ne suis pas celle qui l'a fait ?

Uçak kazası 200 kişinin hayatına mal oldu.

L'accident d'avion a coûté la vie à 200 personnes.

Ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

cette terre de milliers de rêves brisés.

önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla

en payant la caution de 160 000 personnes sur les cinq prochaines années,

Geri kalan kişinin ise başı beladan hiç kurtulmadı

Le reste de la personne n'a jamais eu de problèmes

Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.

Même ennuyeux. Beaucoup de gens sont nerveux.

İki kişinin aynı anda bir bisiklete binmesi tehlikelidir.

C'est dangereux d'être à deux sur un vélo.

Güzellik bir kişinin karakteri hakkında bir şey söylemez.

La beauté ne dit rien sur le caractère de quelqu'un.

Tom bana konuşmak istediği kişinin ben olduğumu söyledi.

- Tom m'a dit que j'étais celui à qui il voulait parler.
- Tom me dit que j'étais celui à qui il voulait parler.
- Tom m'a dit que j'étais celle à qui il voulait parler.
- Tom me dit que j'étais celle à qui il voulait parler.

Bir kişinin alkol sorunlarının olduğunu ne zaman söyleyebiliriz.

Quand peut-on dire qu'une personne a des problèmes d'alcool ?

Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.

L'amour est une dragée composée des souffrances de nombreux hommes.

Tom'un bunu yaptığını kaç kişinin gördüğünü merak ediyorum.

- Je me demande combien de personnes ont vu Tom faire ça.
- Je me demande combien de personnes ont vu Tom faire cela.
- Je me demande combien de personnes ont vu Tom le faire.

Yalnızca bir kişinin galip çıkacağı bir kriter oluşturmaktan kaçındım.

et définissant plutôt le critère établissant une bonne piste.

Bir kişinin nasıl biri olduğunu onun arkadaşlarına bakarak söyleyebilirsin.

Tu peux dire comment est une personne en regardant ses amis.

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

- Vue de loin, cette pierre ressemble à un visage humain.
- À distance, cette pierre ressemble à un visage humain.

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

- Savez-vous combien de gens dans le monde meurent de faim tous les ans ?
- Sais-tu combien de gens dans le monde meurent de faim tous les ans ?

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

La compétence la plus précieuse que l'on puisse acquérir est celle d'être capable de penser par soi-même.

Diğer odada çok kişinin olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Je n'avais pas idée qu'il y avait tant de monde dans l'autre pièce.

- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

- L'action vaut mieux que les mots.
- Les actes en disent plus long que les mots.

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.

Le point de vue dépend du point où on est assis.

Tom bana bunu ona söyleyen kişinin Mary olduğunu söyledi.

Tom m'a dit que c'était Marie qui le lui avait dit.

Ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

et que la personne avec la meilleure note deviendrait délégué de classe.

Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.

Mais il était évident que cette personne souffrait de maladie mentale.

Eğer kimseye dokunamaz ve o bağıran kişinin simit sesi kısılırsa

s'il ne peut toucher personne et que le son bagel de ces cris est réduit

Kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar

des problèmes surviennent à la suite de traumatismes ou d'abus vécus par son enfance

Ben çocukken, bana tereyağının kişinin sağlığı için kötü olduğu söylenirdi.

- Quand j'étais enfant, on m'a dit que le beurre était mauvais pour la santé.
- Quand j'étais enfant, on me disait que le beurre était mauvais pour la santé.

- Kiminle konuştuğunu biliyor musun?
- Konuştuğun kişinin kim olduğunun farkında mısın?

Savez-vous à qui vous parlez ?

İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise

Deux, cinq, dix ou encore cent personnes qui demandent des changements improbables,

Birçok kişinin, insan etinin tadının nasıl olduğuna dair bir merakı vardır

De nombreuses personnes sont curieuses de connaître la saveur de la chair humaine.

Hala hayatının geri kalanını geçirmek istediğin kişinin ben olduğumu düşünüyor musun?

- Penses-tu toujours que je suis celui avec qui tu veux passer le reste de ta vie ?
- Penses-tu toujours que je suis celle avec qui tu veux passer le restant de tes jours ?

Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

Évidemment, ce ne peut être le travail d'une seule personne. C'est pourquoi Tatoeba est un projet collaboratif.

Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

Personne ne sait exactement combien de personnes se considéraient comme hippies.

Suchet'e güneydeki Fransız kuvvetlerinin komutasını verdi - çok az kişinin daha uygun olduğu

. Il confia à Suchet le commandement des forces françaises dans le sud - un commandement

Titanik battığı zaman kaç kişinin öldüğünü hakkında herhangi bir fikrin var mı?

Avez-vous la moindre idée de combien de personnes sont mortes lorsque le Titanic a coulé ?

- Avustralya'da kaç kişi yaşıyor biliyor musun?
- Avustralya'da kaç kişinin yaşadığını biliyor musun?

Sais-tu combien de personnes vivent en Australie?

Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.

Ne crains pas le ciel et la terre, mais redoute d'entendre une personne de Wenzhou parler dans sa langue locale.

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

Il est plus facile à un chameau de passer par le trou d'une aiguille qu'à un riche d'entrer dans le royaume de Dieu.

- İki arabası olan az sayıda insan var.
- Pek az kişinin iki tane arabası vardır.

- Peu de personnes ont deux voitures.
- Peu de personnes possèdent deux voitures.

Pek çok kişinin düşündüğünün aksine, Orta Çağ'da insanların çoğu dünyanın düz değil, küresel olduğuna inanıyordu.

- Contrairement à ce que pensent de nombreuses personnes, au Moyen-Âge, la plupart des gens croyaient que la terre était sphérique et non plate.
- Contrairement à ce que pensent de nombreuses personnes, au Moyen-Âge, la plupart des gens croyaient que la terre était sphérique, pas plate.

Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

Lorsque nous entendons parler d'un divorce, nous supposons qu'il a été causé par l'incapacité de ces deux personnes à s'entendre sur les fondamentaux.

- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.

Je n'ai jamais imaginé que tant de gens viendraient à ma fête.

Shiritori oyunu senden önceki kişi tarafından konuşulan kelimenin son sesinin alınmasıyla ve sonra bir sonraki kişinin o sesle başlayan bir kelime aramasıyla oynanır.

Le jeu de shiritori se joue en prenant le son final du mot prononcé par la personne vous précédant, puis la personne suivante cherche un mot qui commence par ce son.