Translation of "Kardeşinin" in French

0.030 sec.

Examples of using "Kardeşinin" in a sentence and their french translations:

Kardeşinin izinden git.

- Suivez l'exemple de votre sœur.
- Suis l'exemple de ta sœur.

Bir yeğen birinin erkek kardeşinin veya kız kardeşinin oğludur.

Un neveu est le fils d'un frère ou d'une sœur.

Kız kardeşinin yanında kısa görünüyor.

Elle paraît petite à côté de sa sœur.

O, kız kardeşinin yanında oturuyor.

Il est assis à côté de sa sœur.

Erkek kardeşinin boyu ne kadar?

- Quelle est la taille de ton frère ?
- Combien mesure ton frère ?

Kardeşinin orada yaşadığını nasıl öğrendin?

- Comment as-tu su que ton frère vivait là ?
- Comment as-tu découvert que ton frère vivait là ?

Annemin kız kardeşinin kocası benim eniştemdir.

Le mari de la sœur de ma mère est mon oncle.

Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.

J'ai le même dictionnaire que votre frère.

Erkek kardeşinin daha iyi olduğunu umuyorum.

- J'espère que votre frère est mieux.
- J'espère que votre frère se porte mieux.

O, erkek kardeşinin yanında genç görünüyordu.

Il avait l'air jeune à côté de son frère.

Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.

La mort soudaine de son frère les a surpris.

En küçük erkek kardeşinin boyu ne kadar?

Quelle taille fait ton plus jeune frère ?

Erkek kardeşinin adını unuttum; onun adı nedir?

J'ai oublié le nom de votre frère; comment se nomme-t-il ?

Tom'un bir erkek kardeşinin olmadığından oldukça eminim.

- Je suis pratiquement sûr que Tom n'a pas de frère.
- Je suis pratiquement sûre que Tom n'a pas de frère.

Kız kardeşinin kot pantolonunu giydi ve aynaya baktı.

Elle mit le jean de sa sœur et se regarda dans le miroir.

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.

Tom a moins d'argent que n'en a son frère.

Kız kardeşinin ameliyatından sonra tehlikede olmadığını duymaktan memnuniyet duyuyorum.

- Je me réjouis d'entendre que votre sœur est hors de danger après son opération.
- Je suis heureux d'entendre que ta sœur est hors de danger après son opération.

Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.

- Au contraire de sa sœur, il a conservé la foi religieuse dans laquelle ses parents l'avaient élevé.
- Contrairement à sa sœur, il a préservé la foi religieuse dans laquelle ses parents l'avaient éduqué.

Erkek kardeşinin futbol takımı maçı kazandı ve şu anda kutlama yapıyorlar.

L'équipe de football de ton frère a gagné la partie et est en train de célébrer la victoire.

Tom bana onun hiçbir erkek ya da kız kardeşinin olmadığını söyledi.

Tom m'a dit qu'il n'avait ni frères ni sœurs.

- O öz kardeşini gözünü kırpmadan öldürdü.
- Kendi öz kardeşinin canına kıyarken bir saniye tereddüt etmedi.

Il n’a pas hésité à tuer son frère.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Alice commençait à être très fatiguée d'être assise à côté de sa sœur sur la berge et de n'avoir rien à faire : une ou deux fois, elle avait jeté un coup d'œil dans le livre que sa sœur était en train de lire, mais il ne contenait aucune image ni conversation, « et à quoi sert un livre », pensait Alice, « sans images ni conversations ? »