Translation of "Annemin" in French

0.040 sec.

Examples of using "Annemin" in a sentence and their french translations:

Annemin ateşi var.

- Maman a de la fièvre.
- Maman est fiévreuse.

Oscar, annemin köpeğiydi.

Oscar était le chien de ma mère.

Annemin endişelenmesini istemiyorum.

Je ne veux pas que ma mère s'inquiète.

Annemin söylediği bu.

- C'est ce que ma mère a dit.
- C'est ce que ma maman disait.

Annemin bilmesini istemedim.

Je ne voulais pas que ma maman le sache.

Annemin kızacağından eminim.

Ma mère se mettra en colère, j'en suis sûr.

Annemin söylediğini dinlemeliydim.

J'aurais dû écouter ce que ma mère avait dit.

Bu annemin tarifi.

C'est la recette de ma mère.

Bu, benim annemin.

C'est ma maman.

- Annemin amcası yumurta kadar keldir.
- Annemin amcası dazlaktır.

L'oncle de ma mère est chauve comme un œuf.

Ben annemin yanına koştum.

Je courus voir ma mère.

Annemin sağlığı hakkında endişeliyim.

- Je suis inquiet pour la santé de ma mère.
- Je me fais du souci pour la santé de ma mère.
- Je me fais du souci au sujet de la santé de ma mère.

İşte annemin pişirdiği balık.

Voici le poisson que ma mère a cuit.

Annemin psişik güçleri vardır.

- Ma mère est dotée de pouvoirs psychiques.
- Ma mère a le don de divination.
- Ma mère a le don de prophétie.

Annemin kim olduğunu bilmiyorum.

- Je ne sais pas qui est ma mère.
- J'ignore qui est ma mère.

Annemin pastayı sakladığını gördüm.

- J'ai vu ma mère cacher le gâteau.
- Je vis ma mère cacher le gâteau.

Bazen annemin rüyasını görüyorum.

- Je rêve parfois de ma mère.
- Je rêve parfois à ma mère.

Annemin yemeklerini gerçekten özlüyorum.

La cuisine de ma mère me manque vraiment.

Annemin bir çifti vardır.

Ma mère en a quelques-uns.

Tom annemin erkek kardeşi.

Tom est le frère de ma mère.

Annemin çok işi var.

Ma mère a beaucoup de travail.

annemin de ortak ebeveyni olabilirdi.

ma mère aussi aurait eu un coparent.

Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem

Si quelqu'un éternuait dans la maison de ma mère,

Annemin mutfağı temizlemesine yardım ettim.

J'ai aidé ma mère à nettoyer la cuisine.

Annemin beni dörtte uyandırmasını istedim.

J’ai demandé à ma mère de me réveiller à quatre heures.

Annemin dört erkek kardeşi var.

Ma mère a quatre frères.

Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.

Ma grand-mère maternelle vit à Osaka.

Annemin kırmızı bir önlüğü var.

Ma mère porte un tablier rouge.

Annemin ne zaman döneceğini bilmiyorum.

Je ne sais pas quand ma maman reviendra.

O annemin halini hatırını sordu.

Il a pris des nouvelles de ma mère.

Annemin bana alfabeyi öğrettiğini hatırlıyorum.

- Je me souviens que ma mère m'apprenait l'alphabet.
- Je me souviens de ma mère m'enseignant l'alphabet.

O, annemin yaptığı bir şey.

- C'est quelque chose que ma mère a fait.
- C'est quelque chose que ma mère faisait.

Sana annemin yemek tarifini göndereceğim.

Je t'enverrai la recette de ma mère.

Annemin şarkı söylediğini hiç duymamıştım.

Je n'ai encore jamais entendu ma mère chanter.

- Bu yemekler bana annemin mutfağını hatırlatıyor.
- Bu yemekler bana annemin yemek pişirmesini hatırlatıyor.

Ces plats me rappellent la cuisine de ma mère.

Dayı Tom benim annemin erkek kardeşidir.

Oncle Tom est le frère de ma mère.

Annemin doğum günü için zamanında döneceğim.

Je serai de retour à temps pour l'anniversaire de ma mère.

Ben evlenene kadar annemin yaşayacağını umuyordum.

J'avais espéré que ma mère vivrait jusqu'à ce que je sois marié.

Annemin ehliyeti var fakat araba sürmez.

Ma mère a son permis de conduire, mais elle ne conduit pas.

Annemin kız kardeşinin kocası benim eniştemdir.

Le mari de la sœur de ma mère est mon oncle.

Annemin ehliyeti var, ama araba sürmez.

Ma mère a son permis de conduire, mais elle ne conduit pas.

Annemin ehliyeti var, ama o araba sürmez.

- Ma mère a son permis de conduire, mais elle ne conduit pas.
- Ma mère a le permis mais ne conduit pas.

Annemin ütülemekle meşgul olduğu birkaç gömlek buldum.

J'ai trouvé ma mère occupée à repasser quelques chemises.

Annemin yazarla ilgili iyi bir fikri var.

Mère a bonne opinion de l'écrivain.

Bu, ben ortaokuldayken annemin bana öğrettiği bir söz.

Ma mère m’a appris ces mots lorsque j’étais collégien.

Annemin Sears kataloğundaki modellerin çizimlerini yapmaktan tutun da

Des croquis des modèles des catalogues Sears de ma mère

Annemin yardımı sayesinde bir dağ bisikleti satın alabildim.

Grâce à l'aide de ma mère j'ai pu m'acheter un VTT.

Babamın ve annemin orada büyük bir çiftliği var.

Mon père et ma mère ont une grande ferme là-bas.

Annemin tarafından dedem yarın 60. doğum gününü kutluyor.

Mon grand-père maternel fête son soixantième anniversaire demain.

Benim ana dilim, annemin verdiği en güzel hediyedir.

Ma langue maternelle est le plus beau cadeau que j'ai reçu de ma mère.

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

Ma grand-mère maternelle vit à Osaka.

Her seferinde, annemin bizim için bir sürprizi vardı.

Chaque fois, maman avait une surprise pour nous.

- Bunu bazen annem yapardı.
- Bu, annemin yaptığı bir şey.

C'est quelque chose que ma mère faisait.

Annemin durumu, gözlerimin önünde her gün daha da kötüye gidiyordu.

et je voyais l'état de ma mère empirer sous mes yeux chaque jour.

Ve 2,2 km ötede yaşayan babam ve üvey annemin evine gider

Je faisais 2,2 kilomètres pour aller à la maison de mon père et ma belle-mère

Annemin benden bir şey saklayıp saklamadığını merak ediyorum. Bugün beni "orospu çocuğu" diye çağırdı.

Je me demande si ma mère me cache quelque chose : elle m'a appelé «fils de pute» aujourd'hui.