Translation of "Kalmayacak" in French

0.003 sec.

Examples of using "Kalmayacak" in a sentence and their french translations:

Çaya kalmayacak mısın?

Ne resterez-vous pas pour une tasse de thé ?

Ama sende kalmayacak işte

Mais ça ne restera pas avec toi

Hiç kimse hayatta kalmayacak.

Personne ne survivra.

Geride hiçbir şey kalmayacak.

Il ne restera rien.

Tom uzun süre kalmayacak.

Tom ne va pas rester longtemps.

Yakında gelin yoksa yiyecek kalmayacak.

- Arrive bientôt où il ne restera plus de nourriture !
- Arrivez bientôt où il ne restera plus de nourriture !

kalmayacak ve Avrupa'da sis şehri Londra

aucune trace de Dunes Iris en Argentine et à Rio de Janeiro au

Bu duygudan yoksun kıyımlar cezasız kalmayacak.

Ces massacres insensés ne resteront pas impunis.

Bu sefer Tom'un yaptığı yanına kar kalmayacak.

Tom ne va pas s'en sortir comme ça cette fois.

Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.

Je ne veux pas vous faire de mal, mais si vous vous mettez sur mon chemin, vous ne me laisserez pas trop de choix.

Hayal gücü olarak kalmayacak ... Komor Adaları gibi bütün bir Arap ülkesi yok olacak. Arap

gens. Tout un pays arabe disparaîtra comme les Comores. La région