Translation of "Haksız" in French

0.003 sec.

Examples of using "Haksız" in a sentence and their french translations:

Haksız mıyım?

J'ai pas raison ?

Haksız da değildi.

Et il n'avait pas tort.

O biraz haksız.

C'est un peu injuste.

Sanırım onları haksız çıkardık.

Je pense avoir prouvé le contraire.

Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.

Bien mal acquis ne profite jamais.

Hayat çok haksız görünüyor.

La vie semble si injuste.

Ben haksız yere cezalandırıldım.

J'ai été injustement puni.

Tom'un haksız olduğunu biliyorum.

- Je sais que Tom était injuste.
- Je sais que Tom a été injuste.

- O hatalı değil.
- Haksız değil.

Elle n'a pas tort.

Öyle haksız bir öneriyi reddetmeliydin.

- Tu aurais dû refuser une proposition aussi injuste.
- Vous auriez dû rejeter une proposition aussi injuste.

Bu çok haksız bir değerlendirme.

C'est une évaluation très injuste.

Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.

Bien mal acquis ne profite jamais.

Umarım Tom beni haksız çıkarır.

J'espère que Tom prouvera que j'ai tort.

Bu kadın beni haksız yere suçladı.

Cette femme m'a accusé à tort.

Böyle haksız bir öneriyi reddetmen gerekirdi.

Tu aurais dû refuser une proposition aussi injuste.

Bunun çok haksız bir tartışma olduğunu düşünüyorum.

Je pense que c'est un débat vraiment injuste.

O dönemde, haksız HIV ilacı patentlerine yasal olarak

à une époque où tant de gens mouraient

O kadar da zor bir durum değil, haksız mıyım?

Ce n'est pas sorcier, n'est-ce pas ?

Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar

Les scientifiques n'aiment pas avoir tort. Mais nous adorons les énigmes,

- Onlar onu haksız yere suçladılar.
- Onlar onu haksızca suçladılar.
- Onlar onu adaletsiz bir biçimde suçladılar.

Ils l'accusèrent injustement.

- Tom burada bir fikri var.
- Bu konuda Tom pek de haksız sayılmaz.
- Tom'un bu konuda haklılık payı var.

Sur ce point, Tom a raison.