Translation of "Bulaşıklar" in French

0.002 sec.

Examples of using "Bulaşıklar" in a sentence and their french translations:

Bulaşıklar lavaboda yığılıyorlar.

Les assiettes s'accumulent dans l'évier.

- Tabaklar nerede?
- Bulaşıklar nerede?

Où est la vaisselle ?

Lavaboda kirli bulaşıklar var.

Il y a des plats sales dans l'évier.

Sevgilim, endişe etme. Döndüğünde her şey hazır olacak - Bulaşıklar, ütüleme, her şey... Güzel bir banyo yapmaktan ve kendini kurulamaktan başka bir şey yapmak zorunda kalmayacaksın.

Chérie, quand tu reviendras, ne t'inquiète pas, tout sera fini, la vaisselle, le repassage, tout ... Tu n'auras plus qu'à prendre un bon bain et venir te glisser sous les draps.