Translation of "Kendilerini" in French

0.012 sec.

Examples of using "Kendilerini" in a sentence and their french translations:

BuzzFeed kendilerini

qui étaient surprises et ravies

kendilerini böyle övmeye,

Ils ont besoin de se vanter.

Kendilerini süslemeye başladılar.

Ils se sont mis à décorer leurs corps.

Kendilerini dik tutamıyorlar.

Il ne peut pas se tenir droit.

kendilerini feda ederler.

ils se sacrifient.

Kendilerini gölgelerde sakladılar.

Ils se dissimulèrent dans l'obscurité.

İnsanlar kendilerini yıkamalılar.

Les gens devraient se laver.

Onlar kendilerini savundular.

Ils s'étaient défendus.

Ana'da kendilerini gördükleri yerlere.

se sont reconnus en Ana.

Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.

Ils s'armèrent de fusils.

Onlar kendilerini feda etmeyecekler.

Ils ne se rendront pas.

İnsanlar neden kendilerini öldürürler?

Pourquoi les gens se suicident-ils ?

Aşıklar dünyada yalnızca kendilerini görüyorlar, ancak dünyanın kendilerini gördüğünü unutuyorlar.

Les amoureux ne voient qu'eux-mêmes au monde ; ils oublient tout de même que le monde les voit.

Sorun sadece kendilerini düşünüyor olmaları.

Le problème, c'est qu'ils ne pensent qu'à eux-mêmes.

İnsanların kendilerini savunma hakları vardır.

Les gens ont le droit de se défendre.

Bazı bitkiler kendilerini soğuğa uyduramıyorlar.

Quelques plantes ne s'adaptent pas au froid.

Saldırganların, bir şiddet eylemine kendilerini hazırlarken

L'une des premières choses que faisaient les assaillants

Kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

seules les personnes âgées restent dans ces villages ruraux

Bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler

ces gens ne peuvent pas tolérer la critique d'eux-mêmes

Ben düşmanlarımı kendilerini asmaktan asla engellemem.

Je n'empêche jamais mes ennemis de se pendre.

Melekler uçabilirler çünkü kendilerini hafifçe alıyorlar.

- Les anges peuvent voler parce qu'ils se prennent à la légère.
- Les anges peuvent voler parce qu'ils se prennent eux-mêmes à la légère.
- Les anges volent parce qu'ils se prennent eux-mêmes à la légère.
- Les anges volent parce qu'ils se savent légers.

Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.

- Les cafards se cachent pendant la journée.
- Les cafards se cachent dans la journée.

Kadınlar kendilerini özel hissettiren erkekler gibidir.

Les femmes aiment les hommes qui les font se sentir spéciales.

Kadınların sadece yüzde ikisi kendilerini güzel buluyordu.

Eh bien, seulement 2% des femmes se trouvent superbes.

Ve bu kişiler ülkelerinde kendilerini güvende hissetmiyordu.

qui ne se sont jamais sentis en sécurité nulle part.

Ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.

mais si ils sont dérangés ou provoqués, ils se défendront certainement.

Ve kendilerini karşı görüşün rakibi olarak tanımlarlar.

et ils se définissent par rapport à leurs antagonistes dans la controverse.

Bu zararlı risklere kendilerini ne kadar maruz bırakırlarsa

plus ils s'exposaient à ces risques,

İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken

C'est le déni qui rend 50 ans de législation raciste possibles

- Onların hepsi kendilerini öldürdü.
- Onların hepsi intihar etti.

- Ils se sont tous tués.
- Elles se sont toutes tuées.

O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.

Quand elle a commencé à bégayer, ses camarades de classe n'ont pas pu s'empêcher de rire.

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

Les phoques annelés sortent profiter de la lumière du matin.

Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.

Ce qui rend ces magnifiques assassins encore plus dangereux, c'est leur capacité à dissimuler leur présence.

Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.

Il est usuel chez les serveurs et les serveuses de se présenter en n'employant que leur prénom.

Kendilerini düşünmekten engellemek için sadece okuyan pek çok insan vardır.

Il y a beaucoup de gens qui ne lisent que pour s'empêcher de penser.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Juste avant d'hiberner, les ours noirs passent en ville.

Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

Personne ne sait exactement combien de personnes se considéraient comme hippies.

Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.

De nouvelles technologies sont développées qui permettront de contrôler la manière dont les gènes s'expriment.

Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.

Tout le monde veut s'enrichir, à tout prix, peu importe le prix.

Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Les vrais artistes ne méprisent rien ; ils s'obligent à comprendre au lieu de juger.

Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.

Des langues qui ne se seraient jamais retrouvées ensemble dans un système traditionnel peuvent être connectées grâce à Tatoeba.

Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.

Je n'aime pas quand les mathématiciens qui en savent beaucoup plus que moi ne savent pas s'exprimer explicitement.

Küçük çocuklar anne-babalarının ayrılmasıyla çok büyük stres altına girebilir ve çoğu zaman da evliliğin yıkılmasının sebebi olarak kendilerini suçlarlar.

Les jeunes enfants peuvent être soumis à un stress énorme lorsque leurs parents se séparent, et se sentent souvent coupables de l'échec du mariage.