Translation of "Tırmanmaya" in English

0.005 sec.

Examples of using "Tırmanmaya" in a sentence and their english translations:

Alp'lerde tırmanmaya gittim.

I went climbing in the Alps.

Dağlara tırmanmaya alışkındır.

He's accustomed to climbing mountains.

Tırmanmaya devam et.

Keep climbing.

Dağa tırmanmaya çalıştım.

I tried climbing the mountain.

Tom tırmanmaya başladı.

Tom started climbing.

Tırmanmaya devam ettim.

I kept climbing.

Kayaya tırmanmaya çalışıyor.

He is attempting to climb the rock.

O, dağlara tırmanmaya alışkındır.

He's used to climbing mountains.

Onlar kayalıklara tırmanmaya gitti.

They went rock climbing.

Tom merdivene tırmanmaya başladı.

- Tom began climbing the ladder.
- Tom started to climb the ladder.

Uçak hızla tırmanmaya başladı.

The plane began to climb rapidly.

Tom çite tırmanmaya çalıştı.

Tom attempted to climb over the fence.

Alp Dağlarına tırmanmaya gittim.

I went climbing in the Alps.

Sincaplar ağaçlara tırmanmaya bayılır.

Squirrels love climbing trees.

Tom tırmanmaya devam etti.

Tom kept climbing.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

They began to climb the hill.

Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.

- Prices go on rising.
- Prices continue to climb.

Tom merdivenleri tırmanmaya başladı.

Tom started to climb the stairs.

Aslında biraz dağa tırmanmaya benziyor.

but it's a little bit like climbing up a mountain.

Hiç kayalara tırmanmaya gittin mi?

Have you ever gone climbing on rocks?

Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.

Tom tried to climb the tall tree.

O, uzak dağa tırmanmaya çalıştı.

He tried climbing the distant mountain.

Tom çitin üzerinden tırmanmaya çalıştı.

Tom tried to climb over the fence.

O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.

He attempted to climb the fence to no avail.

Tom genellikle dağa tırmanmaya gider.

Tom often goes mountain climbing.

Çocuk merdiveni kaptı ve tırmanmaya başladı.

The boy seized the ladder, and began to climb.

George beklenmedik bir anda tırmanmaya başladı.

George began to climb all unawares.

O, onunla birlikte dağa tırmanmaya giderdi.

She used to go mountain climbing with him.

Bir şey bilmeden, George merdivenlere tırmanmaya başladı.

Without knowing anything, George began to climb the stairs.

Bu yaz Fuji dağına tırmanmaya karar verdik.

We have decided to climb Mt. Fuji this summer.

Tom Mary ile birlikte dağa tırmanmaya giderdi.

Tom used to go mountain climbing with Mary.

Hiç tek başına dağa tırmanmaya gittin mi?

Have you ever gone mountain climbing alone?

John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.

John would often go mountain climbing when he was a student.

Tom ve ben sık sık birlikte dağa tırmanmaya gideriz.

Tom and I often go mountain climbing together.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

Either I try and climb that, or just at the mouth of this cave, try and rock climb up.

Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.

Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.