Translation of "çantasını" in French

0.004 sec.

Examples of using "çantasını" in a sentence and their french translations:

Onun çantasını taşıdı.

- Il porta son sac.
- Il a porté son sac.
- Il lui porta son sac.
- Il lui a porté son sac.

Tom çantasını bulamıyor.

Tom ne trouve pas son sac.

Kendi çantasını yakaladı.

Elle a attrapé son sac.

Arkadaşlarını ararken çantasını bulamıyor

cherchant ses amis, se demandant où était passé son sac à main.

Hırsız, kadının çantasını çaldı.

Le voleur s'est enfui avec la sacoche de la femme.

O el çantasını çaldırdı.

- Elle s'est fait voler son sac-à-main.
- On lui a volé son sac à main.

Adam onun çantasını soydu.

- L'homme lui déroba son sac.
- L'homme lui a volé son sac.

O, sırt çantasını açtı.

- Elle ouvrit son sac-à-dos.
- Elle a ouvert son sac-à-dos.

Bana sırt çantasını ver.

Donne-moi le sac à dos.

Tom sırt çantasını taktı.

Tom a mis son sac à dos.

Bayan Baker çantasını çaldırdı.

Madame Baker s'est fait voler son porte-monnaie.

Tom çantasını metroda bıraktı.

Tom a laissé sa mallette dans le métro.

O, çantasını elma ile doldurdu.

Elle a rempli son sac de pommes.

Tom çantasını masanın altına koydu.

Tom a mis son sac sous la table.

Tom spor çantasını omuzunda taşıdı.

Tom portait son sac en toile sur l'épaule.

Erkek çocuğu çantasını giysilerle doldurdu.

Le garçon remplit son sac de vêtements.

Mary, eşinin çantasını aldığını doğruladı.

Mary a affirmé qu'elle avait reçu ce sac à main de son mari.

Ben ona evrak çantasını taşıttım.

- Je lui ai fait porter la valise.
- Je lui ai fait porter le cartable.

Çantasını nerede kaybettiğini merak etti.

Elle se demanda où elle avait perdu son sac à main.

Tom çantasını masasının üstüne bıraktı.

Tom a laissé son porte-documents sur son bureau.

Tom hala çantasını toplamak zorunda.

Tom doit encore faire sa valise.

Tom, ilk yardım çantasını bulduğu yere geri koydu.

Tom a remis la trousse de premiers soins là où il l'a trouvée.

Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

Un homme trapu au teint basané a pris le sac à main de Mary et a disparu dans la foule.