Translation of "Taktı" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Taktı" in a sentence and their spanish translations:

Tom gözlüklerini taktı.

Tom se puso sus lentes.

O, gözlük taktı.

Él llevaba gafas.

O, şapkasını taktı.

Ella se puso el sombrero.

Tom bir kravat taktı.

Tom se puso una corbata.

Tom televizyonu prize taktı.

- Tom conectó la televisión.
- Tom enchufó la televisión.

Tom bilgisayarını prize taktı.

- Tom enchufó su computador.
- Tom conectó su computador.

Tom beni kafasına taktı.

Tom me colgó.

O, radyonun fişini taktı.

Él prendió la radio.

Tom emniyet kemerini taktı.

- Tom se puso su cinturón de seguridad.
- Tom se apretó el cinturón de seguridad.

Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

Él puso el anillo en el dedo de Mary.

Tom güneş gözlüğünü taktı.

Tom se puso sus gafas de sol.

O, yüzüğü parmağına taktı.

Se puso el anillo en el dedo.

Mary sahte kirpikler taktı.

María traía pestañas postizas.

Kafayı şıhlara şeyhlere hocalara taktı

él está obsesionado con shrihs, jeques, maestros

Adam beline bir silah taktı.

El hombre llevaba un arma en la cintura.

Çok parlak bir kravat taktı.

Él llevaba una corbata muy chillona.

Gözlüğünü taktı ve okumaya başladı.

Él se puso sus lentes y comenzó a leer.

Tom köpeğine bir pire tasması taktı.

- Tom le puso a su perro un collar para las pulgas.
- Tom le puso a su perro un collar antipulgas.
- Tom le puso un collar antipulgas a su perro.

O koyu mavi bir eşarp taktı.

Ella llevaba una bufanda azul oscuro.

O göğsüne kırmızı bir fular taktı.

Llevaba una banda roja cruzada al pecho.

Tom gözlüğünü buldu ve onu taktı.

Tom encontró sus gafas y se las puso.

Tom gözlüğünü taktı ve kitabı açtı.

Tom se puso los lentes y abrió el libro.

Tom Mary'nin parmağına bir nişan yüzüğü taktı.

Tom puso un anillo de compromiso en el dedo de María.

Tom aldığı eski gitara yeni teller taktı.

Tom le puso cuerdas nuevas a la vieja guitarra que acababa de comprar.

Tom okula gittiği bisiklete yeni pedallar taktı.

Tom le puso pedales nuevos a la bicicleta en la que va al colegio.

Tom, kırmızı ve beyaz çizgili kravat taktı.

Tom llevaba una corbata roja y blanca a rayas.

İngilizler, Soult'a 'Lanet Dükü' adını taktı ve onları

Los británicos apodaron a Soult como 'El duque de la condenación', y los acosó por

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

Se puso lentes de sol para proteger sus ojos contra rayos ultravioletas.

Gözlerini güneşten korumak için koyu renk gözlük taktı.

Ella se puso unas gafas oscuras para proteger sus ojos de los rayos del sol.

Tom CD'yi kutusundan çıkardı ve onu çalara taktı.

Tom sacó el CD de su caja y lo puso en el reproductor.

Tom koltuğu ayarladı, anahtarı taktı, ve sonra uzaklaştı.

Tom ajustó el asiento, metió la llave y se fue conduciendo.

O, hiç kimse onu tanımasın diye bir maske taktı.

Él llevaba una máscara, de forma que nadie pudiera reconocerle.