Translation of "çalışmanın" in French

0.004 sec.

Examples of using "çalışmanın" in a sentence and their french translations:

- Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok.
- Beni korkutmaya çalışmanın faydası yok.

Il est inutile d'essayer de m'intimider.

Onu yapmaya çalışmanın zararı ne?

Quel mal y a-t-il à essayer ?

Bu çalışmanın tamamlanması 29 gün aldı.

Il a fallu 29 jours pour venir à bout de cette recherche.

Onu ikna etmeye çalışmanın faydası yok.

Ça ne sert à rien que tu tentes de le persuader.

Gazetecilerden sır saklamaya çalışmanın faydası yok.

Il est inutile d'essayer de garder des secrets pour les journalistes.

Onu ikna etmeye çalışmanın yararı yok.

Essayer de la convaincre n'a aucun sens.

Babam bize çalışmanın değerini öğretmeye çalıştı.

Mon père a essayé de nous enseigner la valeur du travail.

Bu sorunu çözmeye çalışmanın faydası yok.

Cela ne sert à rien d'essayer de résoudre ce problème.

Bu çalışmanın beyin sarsıntısı ile titreme arasında

ça veut dire que l'étude a montré un lien

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

On peut penser que travailler à distance est un rêve d'introverti :

Ancak BM ile çalışmanın başarıya götüreceğini söyleyebilirim.

mais je peux vous dire que travailler avec l'ONU peut mener au succès.

Onu ikna etmeye çalışmanın faydası olmadığını düşünüyorum.

J'imagine qu'il ne sert à rien d'essayer de le convaincre.

Onu ikna etmeye çalışmanın bir anlamı yok.

Essayer de la convaincre n'a aucun sens.

Tom ders çalışmanın dışında herhangi bir şey yapar.

Tom fait tout sauf étudier.

Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.

Je pense qu'il ne sert à rien d'essayer de la convaincre.

Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir anlamı yok.

Je pense qu'il ne sert à rien d'essayer de le convaincre.

Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.

Je pense qu'il ne sert à rien d'essayer de le convaincre.

Kölelerden çalışmanın yanı sıra genellikle şarkı söylemeleri bekleniyor.

On demande généralement aux esclaves de chanter tout en travaillant.

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Quel est le meilleur moyen d'attraper ce reptile venimeux ?

Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,

Parce que j'allais la trouver tous les jours

Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.

Il ne sert à rien d'essayer de séparer les chèvres et les moutons alors que tu es dans une crise de folie.

Ebeveynler çocuklarını dürüstlük ve sıkı çalışmanın önemi üzerine etkilemeye çalışıyorlar.

Les parents tentent d'inculquer à leurs enfants l'importance de l'honnêteté et du travail.