Translation of "çıkardım" in French

0.005 sec.

Examples of using "çıkardım" in a sentence and their french translations:

Omzumu çıkardım.

- Je me suis disloqué l'épaule.
- C'est moi qui me suis disloqué l'épaule.

Ceketimi çıkardım.

Je retirai mon manteau.

Fırından keki çıkardım.

- J'ai retiré le gâteau du four.
- J'ai sorti le gâteau du four.

Tom'u işten çıkardım.

J'ai viré Tom.

Bisikletimden tekerleri çıkardım.

J'ai retiré les roues de mon vélo.

Ben ayakkabılarımı çıkardım.

- Je retirai mes chaussures.
- J'ai retiré mes chaussures.

Resmi albümden yırtıp çıkardım.

J'ai arraché la photo de l'album.

Turtaları fırından çıkardım zaten.

J'ai déjà sorti les tartes du four.

Sonunda gerçeği meydana çıkardım.

J'ai finalement dévoilé la vérité.

- Hava sıcak olduğu için paltomu çıkardım.
- Kabanımı çıkardım, çünkü hava sıcaktı.

J'ai retiré mon manteau parce qu'il faisait chaud.

Şapkamı çıkardım ve kiliseye girdim.

J'ôtais mon chapeau et entrais dans l'église.

Benim eski paltoyu elden çıkardım.

J'ai jeté mon vieux manteau.

Ondaki çoğu şeyi ortaya çıkardım.

J'ai découvert beaucoup de choses sur lui.

Ses çıkarmamasından reddettiği anlamını çıkardım.

J'ai interprété son silence comme un refus.

O kadar sıcaktı ki ceketimi çıkardım.

Il faisait si chaud que j'ai enlevé mon manteau.

- Adını listeden çıkarttım.
- Adınızı listeden çıkardım.

- J'ai retiré votre nom de la liste.
- J'ai enlevé ton nom de la liste.

Bir yürüyüş yaptırmak için onu çıkardım.

Je l'ai sorti faire une promenade.

Onu bir yürüyüş için dışarı çıkardım.

Je l'ai sorti faire une promenade.

Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.

En chemin, j'ai appris quelques précieuses leçons.

Ben her hafta sonu arkadaşlarla dışarı çıkardım.

J'avais l'habitude de sortir avec des amis tous les week-ends.

Ben zarfı açtım ve bir mektup çıkardım.

J'ai ouvert l'enveloppe et j'en ai sorti une lettre.

Hava son derece sıcaktı, bu yüzden ceketimi çıkardım.

Il faisait extrêmement chaud, aussi je retirai mon manteau.

Ben ayakkabılarımı çıkardım ve onları pencereden dışarı attım.

J'ai enlevé mes chaussures et les ai jetées par la fenêtre.

Bunu yapmaktan nefret etmeme rağmen arabamı elden çıkardım.

Je suis parti avec ma vieille voiture, bien que je déteste ça.

Trende seyahat ederken, ben pencereden başımı çıkardım ve benim kepim uçtu.

En voyageant en train, j'ai passé ma tête par la fenêtre et ma casquette s'est envolée.