Translation of "Yüzü" in Finnish

0.004 sec.

Examples of using "Yüzü" in a sentence and their finnish translations:

Yüzü beyazladı.

Hänen kasvonsa kalpenivat.

Yüzü sevinçle ışıldadı.

Hänen kasvonsa kirkastuivat ilosta.

Onun yüzü soldu.

Hänen kasvonsa kalpenivat.

Tom'un yüzü kırmızı.

- Tom on punainen kasvoiltaan.
- Tomin kasvot ovat punaiset.
- Tomin naama on punainen.

Mary'nin yüzü kızardı.

Mari punastui.

Ölümün yüzü karşısında güçsüzdü.

Hän oli voimaton kuoleman edessä.

Kayalığın bu yüzü boyunca uzanıyor.

Ketju yltää kallion laelle.

Çocuk yüzü çamurla kaplı döndü.

Poika palasi naama täysin mudassa.

Korkudan yüzü kireç gibi oldu.

Hän oli pelosta kalpea.

Bütün madalyaların iki yüzü var.

- Mitalilla on toinenkin puoli.
- Mitalilla on kaksi puolta.

Onun yüzü rahatsız olduğunu gösteriyordu.

Hänen kasvonsa näyttivät, että hän oli harmissaan.

Tom'un dolgun bir yüzü var.

Tomilla on pullukat kasvot.

O onu gördü ve yüzü kızardı.

- Hän näki tytön ja punastui.
- Hän näki naisen ja punastui.
- Mies näki hänet ja punastui.
- Poika näki hänet ja punastui.

Yüzü ışık vermeyen asla yıldız olamaz.

Hänestä jonka kasvot eivät valaise ei koskaan tule tähteä.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.

- Tomin naama on pahasti mustelmilla.
- Tomin kasvot ovat pahoin sinelmillä.

Hazır olduğunu göstermek için yüzü beyaza dönüyor.

Sen naama muuttuu valkoiseksi valmiutta osoittamaan.

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

Yön koittaessa jopa korallitkin näyttävät pimeän puolensa.

Yanan evden dışarı çıktığı zaman itfaiyecinin yüzü korkunçtu.

Palomiehen kasvot olivat synkät, kun hän tuli ulos palavasta talosta.

Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

Etäältä kallio näytti ihmiskasvoilta.

İnsan yüzü kızaran tek hayvandır. Ya da kızarması gereken.

Ihminen on ainoa punastuva eläin. Tai ainoa, jonka tarvitsee punastua.

Küçük kız o kadar çok ağladı ki, yüzü gözyaşları ile örtüldü.

Pieni tyttö itki niin paljon, että hänen koko kasvonsa olivat märkänä kyynelistä.

Bir gözlemeyi ne kadar düz yaparsanız yapın, onun her zaman iki yüzü vardır.

Vaikka pannukakku olisi kuinka litteä, niin sillä on aina kaksi puolta.

- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Kaikki ovat kuita ja heillä on pimeä puoli, jota he eivät koskaan näytä kenellekään.