Translation of "Hak" in Finnish

0.005 sec.

Examples of using "Hak" in a sentence and their finnish translations:

- Sen bunu hak ettin.
- Onu hak ettin.

Sinä ansaitset sen.

Ödülü hak ediyorsun.

Ansaitset palkinnon.

Onu hak ediyorsun.

Se on sinulle oikein.

Yaşamayı hak etmiyorum.

En ansaitse elää.

Bir madalyayı hak ediyorsun.

Sinulle pitäisi antaa mitali.

Daha fazlasını hak ediyorum.

Minä ansaitsen enemmän.

Daha fazlasını hak ediyorsun.

Sinä ansaitset enemmän.

Kimse bunu hak etmiyor.

Kukaan ei ansaitse tuollaista.

Onlar bunu hak ediyorlar.

He ansaitsevat sen.

Tom onu hak ediyor.

Tom ansaitsee sen.

Tom ödülü hak ediyor.

Tom ansaitsee palkinnon.

- Hak ettiğini buldu.
- Şeytan azapta gerek.
- Hak etti.
- Ettiğini buldu.

Se on hänelle oikein.

Onun eylemi saygıyı hak ediyor.

Hänen toimensa ansaitsee kunnioitusta.

Biz bu siyasetçileri hak ediyoruz.

Ansaitsemme nämä poliitikot.

Yaşlı insanlar saygıyı hak ediyor.

Vanhat ihmiset ansaitsevat kunnioitusta.

O daha fazlasını hak ediyor.

Hän ansaitsee enemmän.

Her çaba ödülü hak ediyor.

Jokainen ponnistus tarvitsee palkinnon.

Ben bir terfiyi hak ediyorum.

Ansaitsen ylennyksen.

- Her ülke hak ettiği şekilde yönetilir.
- Her ülkenin hak ettiği yönetimi vardır.

Jokaisella maalla on sellainen hallitus, minkä se ansaitsee.

- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.

Kaikki ansaitsevat toisen mahdollisuuden.

Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.

Hänen rikoksensa ansaitsee kuolemantuomion.

Bunu hak etmek için ne yaptım?

Mitä minä tein ansaitakseni tämän?

Cezayir güveni ve desteği hak ediyor.

Algeria tarvitsee luottamusta ja tukea.

Tom ne olduğunu bilmeyi hak ediyor.

Tom ansaitsee tietää mitä tapahtui.

Her ulus hak ettiği şekilde yönetilir.

Jokaisella kansalla on sellainen hallitus, jonka se ansaitsee.

Tom iyi bir adamdı. Ölmeyi hak etmedi.

Tuomo oli hyvä mies. Hän ei ansainnut kuolemaa.

Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.

- Tätä kohtaa on syytä painottaa erityisesti.
- Tätä seikkaa on syytä korostaa.

- John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John tabloyu sahiplendi.

John vaati maalauksen omistusoikeutta.

Tom gibi bir çocuk Mary gibi bir kızı hak etmiyor.

Tomin kaltainen poika ei ansaitse Marin laista tyttöä.

- Tom bundan daha iyisine layıktı.
- Tom bundan daha iyisini hak etti.

Tom ansaisti parempaa kuin se.