Translation of "Çünkü" in Finnish

0.030 sec.

Examples of using "Çünkü" in a sentence and their finnish translations:

Çünkü bu mücadeleyi...

Koska taistelua...

Çünkü biz liderdik.

Koska olimme johtajia,

çünkü Gladio operasyonunu

Koska tiesin Operaatio Gladiosta.

Çünkü bu orada.

Siksi koska tämä on siellä.

Çünkü sınavı geçtim.

Koska koe meni läpi.

Çünkü o hiçbir şeydi

Sillä se ei ollut mitään

çünkü hemen sonrasında tutuklandık.

koska jouduimme silloin vankilaan.

Çünkü çoğunluk tarafından seçiliyorsan

Jos valta on enemmistöllä,

çünkü ona hayranlık duyuyorlar.

kunnioittamaan sitä.

"Neden gelmiyorsun?" "Çünkü istemiyorum."

"Mikset tule?" "Koska en halua."

Çünkü mevcut durum kötü.

Koska tilanne nyt on paha.

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

koska eniten valittu kortti

çünkü biz iki ütopyayı birleştiriyorduk.

Liitimme yhteen kaksi utopiaa.

Çünkü çok tehlikeli olduğumuzu söylüyorlardı.

Koska olimme kuulemma hyvin vaarallisia.

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

sillä heidän on elätettävä perheensä.

Çünkü başka bir seçenekleri yok.

Heillä ei ole muuta vaihtoehtoa.

Onu yapıyorum çünkü yapmak zorundayım.

Teen sen koska minun täytyy.

Çünkü Covid-19 çok farklı.

Koska COVID-19 on hyvin erilainen.

Karnım acıktı çünkü kahvaltı yapmadım.

Minulla on nälkä koska en syönyt aamupalaa.

Mektubuna cevap vermedim, çünkü meşguldüm.

En vastannut kirjeeseesi, koska minulla oli kiire.

Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir. Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir.

Latinonaisten voima on ihailtavaa. Latinonaisten voima on ihailtavaa.

Çünkü sanat çok güçlü bir araç.

Koska taide on tehokas työkalu.

çünkü dönüşü olmayan yolculuğa hazırlanmak gerekiyor.

On valmistauduttava matkaan, jolta ei ole paluuta.

Çünkü bazı icatlar insanı zehirliyor. Merhaba!

Jotkin keksinnöt ovat myrkyllisiä. Hei!

Çünkü bu temizleme işlemi pahalıya patlıyor.

Tämä siivous on kallista.

Çünkü en yoksul kesimler aynı zamanda

Köyhimmillä alueilla -

Çünkü sabit bir program yok. Ve...

Ei ole sovittuja aikatauluja.

Çünkü bu dünyada her şey yetişir.

Koska tässä maailmassa kaikki kasvaa.

Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.

Tätä vettä ei kannata juoda käsittelemättä sitä.

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

koska vihreät kasvit tarkoittavat yleensä resursseja.

Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.

Hän menetti asemansa vain koska kieltäytyi valehtelemasta.

Fince öğrenemem çünkü Finlandiya'da yaşamak istemiyorum.

En voi opiskella suomea, koska en halua asua Suomessa.

"Neden Macarca okuyorsun?" "Çünkü o orada."

"Miksi opiskelet unkaria?" "Koska se on olemassa."

Kızgınım çünkü biri benim bisikletimi çaldı.

Minua suututtaa, koska joku varasti polkupyöräni.

Sadece sordum çünkü senin bildiğini düşündüm.

Kysyin vain siksi että ajattelin että tietäisit.

Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.

Teemme myös yhteistyötä luodaksemme yhteiskuntia. Emme ole Robinson Crusoe.

çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.

koska näytän sitä hiukan kauemmin kuin muita kortteja.

Bireyci olduk çünkü içimizde bir çelişki var.

Individualisteiksi. Sisällämme on - ristiriita.

çünkü yaklaşık 80 yıllık ömrümde anladım ki

Se on paras tapa rakastaa elämää, jonka olen löytänyt -

çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.

Se on paras tapa syleillä elämää.

Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.

Hän haluaa työskennellä köyhimpien kanssa.

çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor

koska lautanen näyttää täydemmältä.

Ebeveynler mantıklı değiller, çünkü aşk mantıklı değil.

Vanhemmat eivät ole rationaalisia, koska rakkaus ei ole rationaalista.

Rock konseri iptal edildi çünkü şarkıcı hastalandı.

Rokki-konsertti peruttiin, koska laulaja sairastui.

Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiği patladı.

Minun oli työnnettävä polkupyörääni, koska kumi oli puhjennut.

İnsan sigara içmemeli çünkü hastalığa sebep oluyor.

Ei pidä polttaa, koska se aiheuttaa sairauksia.

- Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

”Miksi lauseita?” saatat kysyä. No, siksi koska lauseet ovat kiinnostavampia.

Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.

Muussa tapauksessa putoaa vain puusta alas.

Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.

Puuvilla palaa kirkkaasti, mutta ei kovin pitkään.

Ve "babaları" diyorum çünkü yüzleşmemiz gerek, hepsi erkekti --

ja sanon "isät", koska totuus on, että he kaikki olivat miehiä,

Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.

Joka hetki oli arvokas, koska sen elämä on lyhyt.

Bu kazağı geri getireceğim çünkü o çok büyük.

Tulen palauttamaan tämän neulepuseron, koska se on liian iso.

- O, hasta olduğundan dolayı gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.

Hän ei voinut tulla, koska hän oli sairas.

- O, hasta olduğu için gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.

Maija ei voinut tulla koska Pekka oli sairas.

Bu çocuğu şımartmamalısın çünkü onu bencil hâle getiriyor.

Sinun ei pitäisi lelliä lasta. Hänestä tulee todella itsekäs.

Gitmiyorum, çünkü diğer nedenlerin yanı sıra param yok.

- En ole menossa, koska muiden syiden lisäksi, minulla ei ole rahaa.
- En ole menossa, koska, muiden syiden muassa, minulla ei ole rahaa.

Tom çok uykulu çünkü dün gece iyi uyumadı.

Tomi on todella väsynyt, koska hän ei nukkunut hyvin viime yönä.

Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,

Se oli helpotus, koska sen jokapäiväinen seuraaminen -

- Yalnız olmak istememenin nedeni bu.
- Çünkü yalnız kalmak istemiyorsun.

Se johtuu siitä, että sinä et halua olla yksin.

Tom posta kutusu yeniden boyadı, çünkü eski püskü görünüyordu.

Tom maalasi postilaatikkonsa uudestaan, koska se näytti nuhjuiselta.

Kahveyi yudum yudum içmek zorunda kaldım, çünkü çok sıcaktı.

Minun piti juoda kahvi pienin kulauksin, koska se oli liian kuumaa.

Çünkü hepimiz ilk bakışta, pat diye her şeyi anladığımızı sanarız

Me kaikki luulemme tajuavamme ensimmäisellä kerralla,

Çünkü haklı olmadığımız da oldu. Pepe'nin başkan olabileceğini hiç düşünmemiştik.

Emme ole aina olleet oikeassa. Emme uskoneet, että Pepestä voisi tulla presidentti.

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.

jota suojeli iso merilevämetsä. Metsä heikentää maininkien vaikutusta.

O şimdi orada olmalı çünkü o bir saat önce gitti.

Hänen pitäisi jo olla siellä, koska hän lähti tunti sitten.

Glutensiz makarna satın almam gerekiyor çünkü arkadaşım yemek yemeye geliyor.

Minun täytyy ostaa gluteenitonta pastaa, koska minun ystäväni tulee luokseni syömään.

"Neden benden bu kadar çok nefret ediyorsun?" "Çünkü sen kabasın!"

"Miksi sinä inhoat minua?" "Koska olet ilkeä."

Seninle konuşmamın bir anlamı yok, çünkü zaten söylediğim gibi yapmayacaksın.

Sinulle puhumisessa ei ole mitään järkeä, koska et kuitenkaan tee niin kuin minä sanon.

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.

Pitää varoa, koska lepakot voivat välittää tappavia viruksia vain yhdellä puremalla.

Bu bana hapiste de yardımcı oldu çünkü hayal gücün boş durmuyor.

Vankilavuosista oli hyötyä, koska piti käyttää mielikuvitusta.

Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.

Tämä johtuu siitä, että virus tarvitsee kaikkien näiden isäntäeläimien kohtaavan toisensa samaan aikaan.

- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindim.

Otin taksin, koska satoi vettä.

Kimse beni sevmiyor, hiç kimse beni sevmedi, çünkü ben güzel değilim.

Kukaan ei pidä minusta. Minusta ei ole koskaan pidetty, koska en ole kaunis.

Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.

Kukaan ei oikeastaan ole vapaa, sillä osa on itsenäisyytensä orjuuttamia.

Kahveme bir küp buz koymak istiyorum, çünkü o genellikle çok sıcak.

Tykkään laittaa jääkuution kahviini, koska se on yleensä liian kuumaa.

Tom lokantalarda yediği şeylere dikkat etmeli, çünkü birçok yiyeceğe alerjisi var.

- Tomin pitää olla varovainen, kun hän syö ravintoloissa, koska hän on allerginen monille ruuille.
- Syödessään ravintoloissa Tomin täytyy olla varovainen, koska hän on allerginen monille ruuille.

- Cehennem boş, tüm şeytanlar burada.
- Cehennem boş, çünkü bütün şeytanlar burada.

Helvetti on tyhjä ja kaikki pirut ovat täällä.

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

Puut ovat tärkeitä etsijöille, koska niihin tarttuu helposti vihjeitä.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

Meidän pitää olla erityisen varovaisia, koska siellä on paljon - teräviä ja ruosteisia metalleja.

Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.

Varkaat yrittivät varastaa naisen auton, mutta he eivät voineet, koska he eivät osanneet ajaa manuaalivaihteisella autolla.

O sırada burası merkezî bir noktaydı çünkü cep telefonu diye bir şey yoktu.

Täällä oli silloin vilkasta, koska ei ollut kännyköitä.

Emily ablasının evinde kalıyor, çünkü anne babası birkaç haftalığına Amerika Birleşik Devletleri'ne gittiler.

- Emilia asuu isosiskonsa luona, koska hänen vanhempansa menivät pariksi viikoksi Yhdysvaltoihin.
- Emilia asuu isosiskonsa luona, sillä hänen vanhempansa menivät pariksi viikoksi Yhdysvaltoihin.

Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.

Kissaturvallisuuden perusteet: Älä juokse. Se sytyttää vaiston: "Minun on jahdattava tuota."

Sistematik iz sürmeyi mi denemek istiyorsunuz? Bu heyecan verici, çünkü bu bilimsel bir şey.

Valitsit systemaattisen tavan. Se on tieteellinen strategia,

Ve hızlı öğrenmesi gerek çünkü bir yıldan biraz fazla bir ömrü var. 52. GÜN

Sen pitää oppia nopeasti, koska se elää vain vähän yli vuoden. 52. PÄIVÄ

O sıralarda şöyle bir espri vardı, "ABD'de asla darbe olmaz çünkü orada ABD büyükelçiliği yok."

Silloin sanottiin: "Yhdysvalloissa ei ole vallankaappausta, koska siellä ei ole Yhdysvaltain suurlähetystöä."

28 Kasım'ı Tatoeba günü olarak kutlarız çünkü o gün Türkçe, Esperanto ve Yunancanın eklendiği gündür.

Juhlimme Tatoeba-päivää marraskuun kahdeskymmeneskahdeksas päivä, koska se on päivä, jolloin turkin, esperanton ja kreikan kielet lisätiin.

- Bunu yapmak istemiyorum. Çünkü çok tehlikeli ve aptalca.
- Tehlikeli ve aptalca olduğu için bunu yapmak istemiyorum.

En halua tehdä sitä, koska se on vaarallista ja typerää.

- Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Sizi seviyoruz, çünkü biz daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için Tatoeba'yı güncelliyoruz. Anlıyor musunuz? Sizi seviyoruz ha?

Tykkäämme sinusta, joten päivitämme Tatoebaa, että se antaa sinulle paremman käyttökokemuksen. Huomaatko? Me tykkäämme sinusta!

- Tom partiye geldiğinde şaşırmadım çünkü Mary bana onun geleceğini söyledi.
- Mary bana onun geleceğini söylediği için Tom partiye geldiğinde şaşırmadım.

En ollut yllättynyt kun Tomi ilmaantui juhliin koska Mari oli kertonut että hän tulee.

Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.

Tulet näkemään pelottavia hahmoja pimeydessä ja ilkeät äänet tulevat kuiskimaan korviisi, mutta ne eivät voi satuttaa sinua, sillä Helvetin voimat eivät pysty kukistamaan pienen lapsen sydämen puhtautta.