Translation of "Yemedi" in English

Yemedi.

It didn't eat.

Salatasını yemedi.

She didn't eat her salad.

Köpek, eti yemedi.

The dog didn't eat the meat.

Tom fazla yemedi.

Tom didn't eat much.

Aslında havyar yemedi.

He hasn't actually eaten caviar.

Tom salatasını yemedi.

Tom didn't eat his salad.

Kimse keki yemedi.

No one ate the cake.

Babam yemek yemedi.

My father didn't eat.

Tom kahvaltı yemedi.

Tom didn't eat breakfast.

Meri salatasını yemedi.

Mary didn't eat her salad.

Tom tatlısını yemedi.

Tom didn't eat his dessert.

Tom tatlı yemedi.

Tom didn't eat dessert.

Pirinç kekinin hepsini yemedi.

He didn't eat all of the rice cakes.

Mary henüz yemek yemedi.

Mary hasn't eaten yet.

Tom henüz yemek yemedi.

Tom hasn't eaten yet.

Babam çok meyve yemedi.

My father didn't eat much fruit.

Tom bir şey yemedi.

- Tom ate nothing.
- Tom hasn't eaten.

Dün hiçbir şey yemedi.

- He did not eat anything yesterday.
- He didn't eat anything yesterday.

O dün pizza yemedi.

He didn't eat pizza yesterday.

Tom hiç havyar yemedi.

Tom has never eaten caviar.

Dan pastayı yemedi bile.

Dan didn't even eat the cake.

Tom öğle yemeği yemedi.

Tom didn't eat lunch.

Dün bir şey yemedi.

He did not eat anything yesterday.

Tom hiçbir şey yemedi.

Tom didn't eat anything.

Tom tüm dondurmayı yemedi.

Tom didn't eat all of the ice cream.

Tom hâlâ yemek yemedi.

Tom still hasn't eaten dinner.

Tom hiç et yemedi.

Tom didn't eat any meat.

Tom çok yemek yemedi.

Tom didn't eat a lot.

Tom dün pizza yemedi.

Tom didn't eat pizza yesterday.

Sami hiçbir şey yemedi.

Sami didn't eat anything.

Henüz öğle yemeğini yemedi.

She hasn't had her lunch yet.

Dün akşam yemeği yemedi.

He didn't have dinner last night.

- Tom henüz öğle yemeği yemedi.
- Tom henüz öğlen yemeği yemedi.

Tom hasn't eaten lunch yet.

Kurtarılıncaya kadar bir şey yemedi.

She did not eat anything until she was rescued.

Tom bütün gün yemek yemedi.

Tom hasn't eaten all day.

Mary henüz akşam yemeğini yemedi.

Mary hasn't had her dinner yet.

Mary henüz öğlen yemeğini yemedi.

Mary hasn't had her lunch yet.

Hiç kimse bir şey yemedi.

No one ate anything.

Tom hiç Tayland yiyecekleri yemedi.

Tom has never eaten Thai food.

Tom bu sabah kahvaltı yemedi.

Tom didn't eat breakfast this morning.

Tom akşam yemeğini henüz yemedi.

- Tom hasn't eaten supper yet.
- Tom hasn't had supper yet.

Tom muhtemelen öğle yemeği yemedi.

Tom probably didn't eat lunch.

Tom bizimle öğle yemeği yemedi.

Tom didn't eat lunch with us.

Tom henüz akşam yemeğini yemedi.

Tom hasn't had his dinner yet.

Tom henüz öğle yemeğini yemedi.

Tom hasn't had his lunch yet.

Tom çok öğle yemeği yemedi.

Tom didn't eat much lunch.

Tom henüz öğle yemeği yemedi.

Tom hasn't had lunch yet.

Tom çok fazla yemek yemedi.

- Tom didn't eat very much.
- Tom didn't eat a lot.

Tom dün öğle yemeği yemedi.

Tom didn't eat lunch yesterday.

Tom henüz hiçbir şey yemedi.

Tom hasn't eaten anything yet.

Tom kahvaltıdan beri yemek yemedi.

Tom hadn't eaten since breakfast and was getting hungry.

Tom dün bir şey yemedi.

Tom didn't eat anything yesterday.

Tom partide hiç dondurma yemedi.

Tom didn't get to eat any ice cream at the party.

Babam henüz akşam yemeği yemedi.

My father didn't eat dinner yet.

Tom pasta bile yemedi hiç.

Tom didn't even eat any cake.

Tom bugün bir şey yemedi.

Tom hasn't eaten anything today.

Tom henüz akşam yemeği yemedi.

Tom hasn't had supper yet.

Tom kahvaltı yemedi, değil mi?

Tom didn't eat breakfast, did he?

Tom neden öğle yemeği yemedi?

Why didn't Tom eat lunch?

Tom, ona verdiğin elmayı yemedi.

Tom didn't eat the apple you gave him.

Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.

Tom didn't have dinner last night.

Havuç sevmez bu yüzden onu yemedi.

- Not liking carrots, he didn't eat it.
- He does not like carrots, so he did not eat it.

Tom asla çiğ at eti yemedi.

Tom has never eaten raw horse meat.

Hiç kimse yaptığım kurabiyelerden hiçbirini yemedi.

No one ate any of the cookies that I made.

Tom her zamankinden daha fazla yemedi.

Tom didn't eat any more than usual.

Üç haftadır, o hiçbir şey yemedi.

For three weeks, he ate nothing at all.

Tom hiç at eti carpaccio yemedi.

Tom has never eaten horse meat carpaccio.

Tom henüz yemek yemedi, değil mi?

Tom hasn't eaten yet, has he?

Tom dün geri kalanımızla pizza yemedi.

Tom didn't eat pizza with the rest of us yesterday.

Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.

Apart from some fruit, he hasn't eaten anything.

Tom neredeyse öğle yemeğini hiç yemedi.

Tom barely ate his lunch.

Tom muhtemelen hiç köpek eti yemedi.

Tom has probably never eaten dog meat.

İki gün boyunca hiçbir şey yemedi.

He hadn't eaten in two days.

Tom hemen hemen hiçbir şey yemedi.

Tom hardly ate anything at all.

Tom ve Mary henüz yemek yemedi.

Tom and Mary haven't eaten yet.

Tom bütün gün bir şey yemedi.

- Tom hasn't eaten anything all day.
- Tom hasn't eaten a thing all day.

Tom dünden beri hiçbir şey yemedi.

Tom hasn't eaten anything since yesterday.

Tom yemek çubuğuyla hiç yemek yemedi.

Tom has never eaten with chopsticks.

O, uzun süredir iyi bir yemek yemedi.

He has not eaten a decent meal in a long time.

Tom uzun zamandır iyi bir yemek yemedi.

Tom hasn't eaten a decent meal in a long time.

Tom eve varıncaya kadar bir şey yemedi.

Tom didn't eat anything until he got home.

O, yağsız etten başka bir şey yemedi.

She ate nothing but lean meat.

Maria bütün gün yemedi ya da içmedi.

Maria hasn't eaten or drank the whole day.

Tom yiyeceğini düşündüğüm kadar çok yemek yemedi.

Tom didn't eat as much as I thought he'd eat.

Tom, Mary'nin onun için yaptığı kurabiyeleri yemedi.

Tom didn't eat the cookies Mary made for him.

Tom üç gündür herhangi bir şey yemedi.

Tom hasn't eaten anything for three days.

Tom akşam yemeği yedi ama hiç tatlı yemedi.

Tom ate dinner, but he didn't eat any dessert.

Tom son 36 saat içinde bir şey yemedi.

Tom hasn't eaten anything in the past 36 hours.

Tom çok aç değildi,bu yüzden çok yemedi.

Tom wasn't very hungry, so he didn't eat much.