Translation of "Yazdığını" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yazdığını" in a sentence and their english translations:

O yazdığını söyledi.

He said that he had written.

Senin ne yazdığını anlamadım.

I didn't get what you wrote.

Tom mektup yazdığını reddetti.

Tom denied writing the letter.

Bunu kimin yazdığını bilmiyorum.

I don't know who wrote it.

Ne yazdığını bana söyle.

Tell me what you wrote.

O, bana yazdığını reddetti.

He denied having written to me.

Marco iyi yazdığını düşünüyor.

Marco thinks he writes well.

Biz senin yazdığını okuduk.

We've read what you've written.

Tom'un ne yazdığını bilmiyorum.

I don't know what Tom wrote.

- Tom'un ne yazdığını biliyor musun?
- Tom'un ne yazdığını biliyor musunuz?

Do you know what Tom wrote?

- Bunu kimin yazdığını biliyor musun?
- Bunu kimin yazdığını biliyor musunuz?

Do you know who wrote this?

Ona her hafta yazdığını hatırlıyor.

He remembers writing to her every week.

Bu mektubu kimin yazdığını bilmiyorum.

I don't know who wrote this letter.

Bu notu kimin yazdığını düşünüyorsun?

Who do you think wrote this note?

Bunu Tom'un yazdığını düşünüyor musun?

Do you think Tom wrote this?

Ne yazdığını her zaman anlayamam.

I can't always understand what you write.

Bunu kimin yazdığını merak ediyorum.

I wonder who wrote this.

Bir deneme yazdığını fark ettim.

I noticed you were writing an essay.

Tom'un bir şey yazdığını sanmıyorum.

- I don't think Tom wrote anything.
- I don't think that Tom wrote anything.

Tom'un bir kitap yazdığını biliyorum.

- I know Tom is writing a book.
- I know that Tom is writing a book.

Tom mektubu kimin yazdığını bilmiyordu.

Tom didn't know who had written the letter.

Bu kitabı kimin yazdığını biliyor musun?

Do you know who wrote this book?

Sözleşmeye yazdığını söylediğin her şeyi istiyorum.

I want everything you just said written into the contract.

Tom'un bir roman yazdığını biliyor muydun?

Did you know Tom was writing a novel?

Bu şiiri kimin yazdığını biliyor musun?

Do you know who wrote this poem?

Onun neden kitap yazdığını gerçekten bilmiyorum.

I don't really know why he wrote the book.

- Kitap yazdığını biliyorum.
- Kitap yazdığınızı biliyorum.

- I know you're writing a book.
- I know that you're writing a book.

O makalede ne yazdığını onlara söylemedin.

You didn't tell them what you wrote in that article.

Şu anda bir kitap yazdığını biliyorum.

- I know that you're currently writing a book.
- I know you're currently writing a book.

Bu raporu kimin yazdığını merak ediyorum.

I wonder who wrote this report.

Bu mektubu kimin yazdığını merak ediyorum.

I wonder who wrote this letter.

Bu notu kimin yazdığını merak ediyorum.

I wonder who wrote this note.

Bu romanı kimin yazdığını biliyor musun?

Do you know who wrote this novel?

Bu mektubu Tom'un yazdığını nasıl biliriz?

- How do we know that Tom wrote this letter?
- How do we know Tom wrote this letter?

Onun bir viyolonsel konçerto yazdığını bilmiyordum.

I didn't know he wrote a cello concerto.

- Onun o mektupta ne yazdığını onlara söylemedin.
- Onun o mektupta ne yazdığını onlara anlatmadın.

You didn't tell them what she wrote in that letter.

Onun o makalede ne yazdığını onlara söylemedin.

You didn't tell them what she wrote in that article.

Onun o mektupta ne yazdığını sana söylemedim.

I didn't tell you what he wrote in that letter.

O, Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i yazdığını bilmiyordu.

He didn't know Shakespeare wrote Romeo and Juliet.

O duvar yazısını duvara kimin yazdığını düşünüyorsun?

Who do you think wrote that graffiti on the wall?

Tom duvar yazısını duvara kimin yazdığını bilmiyor.

Tom doesn't know who wrote the graffiti on the wall.

Mozart'ın bir fagot konçertosu yazdığını biliyor muydun?

Did you know Mozart wrote a bassoon concerto?

Onun o mektupta ne yazdığını kimse bana söylemedi.

Nobody told me what he wrote in that letter.

Pek çok insan onun bu parçayı yazdığını bilmez.

Not many people know he wrote this piece.

Pek çok insan onun bir konçerto yazdığını bilmez.

Not many people know he wrote a concerto.

Pek çok insan onun bir senfoni yazdığını bilmez.

Not many people know he wrote a symphony.

- Ne yazdığını bana göster.
- Yazdığın şeyi bana göster.

Show me what you wrote.

Bu şiiri iki yıl önce yazdığını söyledi ona.

- He told her that he had written that poem two years before.
- She told him that she had written that poem two years ago.

şişede M O K T O R yazdığını gördün,

and on the bottle you see written M O K T O R,

Tom ona o şiiri iki yıl önce yazdığını söyledi.

Tom told her that he had written that poem two years before.

Masamda bir not fark ettim ama kimin yazdığını bilmiyorum.

- I noticed a note on my desk, but I do not know who wrote it.
- I noticed a note on my desk, but I don't know who wrote it.

Bir sonraki slayt görünmüyor ama yine de ne yazdığını söyleyeyim.

The next slide isn't coming up, but I'll tell you what it says.

Bu kimin yazdığını fark ettiği kitabı okumayı bitirene kadar değildi.

It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.

Tom Mary'nin neden defterinin arka kapağına adını yazdığını merak ediyordu.

Tom wondered why Mary had written his name on the back cover of her notebook.

"Öyleyse onun sana bütün mektupları ezbere yazdığını biliyorsun." "Hepsini mi!"

"So you know all the letters he wrote you by heart?" "All of them!"

- Tom konuşmalarını kendisinin yazdığını söyledi.
- Tom konuşma metinlerini kendisinin hazırladığını söyledi.

- Tom said he writes his own speeches.
- Tom said that he writes his own speeches.