Translation of "Yazacak" in English

0.049 sec.

Examples of using "Yazacak" in a sentence and their english translations:

Yazacak vaktim yok.

I have no time to write.

Babana yazacak mısın?

Are you going to write to your father?

Kim raporu yazacak?

- Who will write the report?
- Who'll write the report?

Yazacak raporlarımız var.

We have reports to write.

Tom'a yazacak mısın?

Are you going to write to Tom?

Bir mektup yazacak.

He'll write a letter.

Mary bir mektup yazacak.

Mary is going to write a letter.

Yazacak bazı raporlarım var.

I've got some reports to write.

Raporu yazacak zamanım yoktu.

I didn't have time to write the report.

Ona yazacak zamanım yok.

I have no time to write to her.

O bir mektup yazacak.

He is going to write a letter.

Yazacak bir raporum var.

I have a report to write.

Yazacak bir şeyim yok.

I have nothing to write.

Yazacak bazı mektuplarım olacak.

I'll have some letters to write.

Adını buraya yazacak mısın?

Will you write your name here?

Tom bir mektup yazacak.

Tom will write a letter.

Yazacak bir şey istiyorum.

I want something to write on.

Yazacak bir şeyim yoktu.

I didn't have anything to write with.

Tom kız kardeşine yazacak.

Tom will write to his sister.

Yazı yazacak bir şey istiyorum.

I want something with which to write.

Bana yazacak bir şey ver.

Give me something to write on.

Yazacak iki mektubum daha var.

I have another two letters to write.

Okuldan sonra bir mektup yazacak.

She will write a letter after school.

Çok yakında bir cevap yazacak.

He will write an answer very soon.

Polonyaca bir kitap yazacak mıyım?

Will I write a book in Polish?

Bugünlerde bir kitap daha yazacak.

She will write another book one of these days.

Bana yazacak bir şey verin.

Gimme something to write on.

Yazacak bir kompozisyonun olduğunu biliyorum.

- I know you have an essay to write.
- I know that you have an essay to write.

Yazacak bir şeye ihtiyacım var.

I need something to write in.

Hakkında yazacak bir şey düşünemiyorum.

I can't think of anything to write about.

Hakkında yazacak bir şeyim yok.

- I don't have anything to write about.
- I've got nothing to write about.
- I haven't got anything to write about.
- I have nothing to write about.

Tom Almanca bir cümle yazacak.

Tom will write a sentence in German.

Tom Mary'ye bir mektup yazacak.

- Tom is going to write a letter to Mary.
- Tom will write a letter to Mary.

Yazacak bir şeyin var mı?

Do you have anything to write?

Hâlâ yazacak bir raporum var.

I still have a report to write.

O, ülkesine döner dönmez bana yazacak.

She will write to me as soon as she returns to her country.

Bu gece yazacak bir raporum var.

I have a report to write tonight.

Yazacak bir şeyin olup olmadığını merak ediyorum.

I wonder if you have something to write with.

Yazı yazacak bir şey ödünç alabilir miyim?

Can I borrow something to write with?

Onun hakkında küçük bir metin yazacak mısın?

Will you write a small text about that?

Sanırım Tom üstüne yazacak bir şey istiyor.

- I think Tom wants something to write on.
- I think that Tom wants something to write on.

Ev ödevi olarak, öğrenciler bir rapor yazacak.

As homework, the pupils will be writing a report.

Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.

I have a few essays to write by tomorrow.

Tom bu gece Mary'ye bir mektup yazacak.

Tom is going to write a letter to Mary tonight.

Tom bu akşam Mary'ye bir mektup yazacak.

Tom will write a letter to Mary tonight.

- Yazmam gereken bir tez var.
- Yazacak bir tezim var.

I have a thesis to write.

"Bana yazacak bir şeyler verin." "Bu tükenmez kalem işe yarar mı? "

"Give me something to write with." "Will this ball-point pen do?"