Translation of "Yapmadığından" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yapmadığından" in a sentence and their english translations:

Bunu Tom'un yapmadığından eminim.

I'm sure that Tom hasn't done that.

Tom'un bunu yapmadığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom didn't do that.
- I suspect that Tom didn't do that.

Onu Tom'un yapmadığından emin misin?

Are you sure Tom didn't do it?

Bunu kimsenin yapmadığından emin olmalıyız.

We have to make sure that no one does that.

Tom'un onu yapmadığından oldukça eminim.

- I'm pretty sure that Tom didn't do that.
- I'm pretty sure Tom didn't do that.

Tom'un onu yapmadığından emin misin?

Are you sure that Tom didn't do that?

Tom'un bunu yapmadığından emin misin?

Are you sure Tom didn't do that?

LütfenTom'un bunu yapmadığından emin ol.

Please make sure Tom doesn't do that.

Tom'un bunu yapmadığından emin olun.

- Make sure Tom doesn't do that.
- Make sure that Tom doesn't do that.

Tom'un bunu şimdi yapmadığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom isn't doing that now.
- I suspect that Tom isn't doing that now.

Tom'un bunu hiç yapmadığından eminim.

I bet Tom has never done that.

Tom'un kinaye yapıp yapmadığından emin değilim.

I can't tell if Tom is being sarcastic or not.

Tom'un onu yapmadığından emin olmak zorundayız.

We've got to make sure Tom doesn't do that.

Aptalca bir şey yapmadığından emin ol.

Make sure you don't do anything stupid.

Tom'un onu ilk defa yapmadığından eminim.

- I bet it's not the first time Tom has done that.
- I bet it's not the first time that Tom has done that.
- I bet it isn't the first time Tom has done that.
- I bet it isn't the first time that Tom has done that.

Onu Tom'un yapmadığından emin olmak zorundayız.

We have to make sure Tom doesn't do that.

Tom'un onu yapmadığından nasıl emin olabilirsiniz?

How can you be sure that Tom doesn't do that?

Tom'un şaka yapıp yapmadığından emin değildim.

I wasn't sure whether Tom was joking or not.

Tom'un onu hiç yapmadığından oldukça eminim.

I'm quite certain Tom has never done that.

Tom'un onu bilerek yapmadığından oldukça eminim.

I'm quite certain Tom didn't do that on purpose.

Tom'un, ev ödevini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum.

- I suspect that Tom doesn't do his homework by himself.
- I suspect Tom doesn't do his homework by himself.

Mary kutlama için yeterli yiyecek yapmadığından endişeliydi.

Mary was worried that she hadn't cooked enough food for the party.

Tom Mary'nin şaka yapıp yapmadığından emin değildi.

Tom wasn't sure whether Mary was joking or not.

İnsanların seni yapmakla suçladığı şeyi yapmadığından eminim.

I'm sure you didn't do what people are accusing you of doing.

Tom'un henüz ev ödevini yapmadığından oldukça eminim.

I'm fairly sure Tom hasn't done his homework yet.

Tom'un bunu yapmadığından emin olmak bize kalmış.

It's up to us to make sure Tom doesn't do that.

Tehlikeli bir şey yapmadığından emin olmak istiyorum.

I want to make sure you don't do anything dangerous.

Tom, Mary'nin bunu yapmadığından emin olmak istiyor.

Tom wants to make sure that Mary doesn't do that.

Tom ve Mary'nin bunu yapmadığından emin olmalıyım.

I have to make sure that Tom and Mary don't do that.

Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?

Bir hata yapmadığından nasıl bu kadar emin olabilirsin?

How can you be so certain you haven't made a mistake?

Tom, Mary'nin bunu yapmadığından gerçekten memnun olduğunu söyledi.

Tom said that he was really glad that Mary didn't do that.

Tom'un daha önce böyle bir şeyi hiç yapmadığından oldukça eminim.

- I'm fairly certain that Tom has never done anything like that before.
- I'm fairly certain Tom has never done anything like that before.

- Yanlış bir şey yapmadığına ikna oldum.
- Yanlış bir şey yapmadığından eminim.

I am convinced that he did nothing wrong.

Gözlerini Tom'dan ayırma. Diğer insanları rahatsız edecek bir şey yapmadığından emin ol.

Keep your eyes on Tom. Make sure he doesn't do anything to bother other people.

- Tom'un onu yapıp yapmadığından şüpheliyim.
- Tom'un bunu yapacağını pek sanmıyorum.
- Tom bunu yapar mıydı, şüpheliyim.

- I doubt if Tom would've done that.
- I doubt if Tom would have done that.

- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından emin olmaya çalış.
- Tom'un aptalca bir şey yapmadığından emin olmaya çalış.

Try to make sure Tom doesn't do something stupid.