Translation of "Yapayalnız" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yapayalnız" in a sentence and their english translations:

Yapayalnız bekliyordum.

I was waiting all alone.

Yapayalnız kaldım.

I ended up all alone.

Yapayalnız değilsin.

You're not all alone.

Tom yapayalnız oturuyordu.

Tom was sitting all alone.

Yapayalnız olmayı sevmiyorum.

I don't like being all alone.

Tom yapayalnız hissetti.

Tom felt all alone.

Bunu yapayalnız yaptım.

I did it all alone.

Gerçekten yapayalnız mısın?

Are you really all alone now?

- Onun teyzesi Londra'da yapayalnız.
- Onun halası Londra'da yapayalnız.

His aunt is all alone in London.

Yaşlı adam yapayalnız oturdu.

The old man sat all alone.

O ormanda yapayalnız yaşıyor.

- He lives in the woods all by himself.
- He lives all alone in the woods.

Tom yapayalnız olacağını düşündü.

- Tom thought he was going to be all alone.
- Tom thought that he was going to be all alone.

Tom ormanda yapayalnız yaşıyor.

Tom lives all alone in the woods.

Fare küçük ve yapayalnız.

The mouse is small and all alone.

Hiç yapayalnız kaldın m?

Do you ever get lonely?

O burada yapayalnız olmayacak.

It won't be lonely here.

O burada yapayalnız yaşıyor.

He lives here all alone.

Tom kanepeye yapayalnız oturdu.

Tom sat on the couch all alone.

Sadece beni yapayalnız bırakamazsın.

You can't just leave me all alone.

Tom'un yapayalnız olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is all alone.
- I know Tom is all alone.

- Çok yalnız hissediyorum.
- Yapayalnız hissediyorum.

I feel so lonely.

Yapayalnız yemek yiyen şu güzel kadın kim?

Who's that beautiful woman eating all alone?

Tom Mary'yi kilisede yapayalnız otururken bulduğuna şaşırdı.

Tom was surprised to find Mary sitting all alone in the chapel.

Hayatımda ilk kez kendimi, bilmediğim bir şehirde yapayalnız halde buldum.

For the first time in my life, I found myself all alone in an unknown city.

Tom yapayalnız oturan bir kız gördü, bu yüzden onunla konuşmaya gitti.

Tom saw a girl sitting all alone, so he went over to talk to her.

Yoksul İrlandalı şimdi yapayalnız bırakıldı ve diğerlerinin nereye gittiğini bilmiyordu, bu yüzden, o sadece çok üzgün ve sefil bir şekilde olduğu yerde kaldı.

The poor Irishman was now left all alone, and did not know where the others had gone to, so he just stayed where he was, very sad and miserable.

- 27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.
- 27 Kasım akşamı yatmaya gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona "Sen ve ben bu dünyada yalnız kaldık." dedim. Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve ben yapayalnız kaldım.

When I went to bed on the evening of November 27, I picked up my blind cat and said to her, "You and me, we're alone in this world." But two days later, my blind cat died, and I've remained completely and utterly alone.

27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.

When I went to bed on the evening of November 27, I picked up my blind cat and said to her, "You and me, we're alone in this world." But two days later, my blind cat died, and I've remained completely and utterly alone.