Translation of "Yapamadığını" in English

Onu yapamadığını biliyordum.

I knew you couldn't do that.

Bunu yapamadığını bilmiyordum.

- I didn't know that you couldn't do that.
- I didn't know you couldn't do that.

Tom onu yapamadığını söyledi.

- Tom said he couldn't do it.
- Tom said that he couldn't do it.

Tom'un onu yapamadığını biliyordum.

- I knew Tom couldn't do that.
- I knew that Tom couldn't do that.

Sığırların yapamadığını Tanrılar yapabilir.

Gods may do what cattle may not.

Tom'un onu yapamadığını bilmiyordum.

- I didn't know that Tom couldn't do that.
- I didn't know Tom couldn't do that.

Tom onu yapamadığını biliyordu.

Tom knew that he couldn't do that.

Tom bunu yapamadığını biliyor.

- Tom knows you can't do that.
- Tom knows that you can't do that.

Tom'un bunu yapamadığını biliyordum.

- I knew Tom couldn't do that.
- I knew that Tom couldn't do that.

Erkekler kadınların yapamadığını neyi yapabilirler?

What can men do that women can't?

Tom geriye kalanımızın yapamadığını yapabildi.

Tom was able to do what the rest of us weren't able to do.

Tom bana bunu yapamadığını söyledi.

- Tom told me that he can't do that.
- Tom told me he can't do that.

Tom bana onu yapamadığını söyledi.

- Tom told me he couldn't do that.
- Tom told me that he couldn't do that.

Tom bunu yapamadığını biliyor mu?

- Does Tom know you can't do that?
- Does Tom know that you can't do that?

Tom Mary'nin bunu yapamadığını biliyordu.

Tom knew that Mary couldn't do that.

Tom'un onu yapamadığını biliyor muydun?

- Did you know Tom couldn't do that?
- Did you know that Tom couldn't do that?

Tom onu yapamadığını biliyor muydu?

- Did Tom know you couldn't do that?
- Did Tom know that you couldn't do that?

Tom Mary'nin onu yapamadığını biliyordu.

Tom knew Mary couldn't do that.

Tom Mary'ye bunu yapamadığını söyledi.

Tom told Mary that she couldn't do that.

Tom, Mary'ye bunu yapamadığını bildirdi.

Tom informed Mary that he couldn't do that.

Tom, Mary'nin bunu yapamadığını söyledi.

- Tom said Mary couldn't do that.
- Tom said that Mary couldn't do that.

Tom'un bunu neden yapamadığını biliyorum.

- I knew why Tom wasn't able to do that.
- I know why Tom couldn't do that.

Tom bize bunu yapamadığını söyledi.

Tom told us he couldn't do that.

Mary'nin bunu yapamadığını Tom'dan duydum.

I heard from Tom that Mary can't do that.

Tom, Mary'ye bunu yapamadığını söyledi.

- Tom told Mary he wasn't able to do that.
- Tom told Mary she couldn't do that.
- Tom told Mary he couldn't do that.

Tom Mary'nin onu yapamadığını söylüyor.

Tom says Mary can't do that.

Tom'un bunu yapamadığını sana söyledim.

I told you Tom couldn't do that.

Tom Mary'nin bunu yapamadığını düşünüyordu.

- Tom thought Mary couldn't do that.
- Tom thought that Mary couldn't do that.

- Tom da Mary'nin bunu yapamadığını söyledi.
- Tom, Mary'nin de bunu yapamadığını söyledi.

- Tom said Mary couldn't do that either.
- Tom said that Mary couldn't do that either.

Sadece onu yapabilip yapamadığını görmek istiyordum.

I just wanted to see if you could do it.

Neden başka birinin bunu yapamadığını bilmiyorum.

I don't know why someone else can't do this.

Sami onu neden yapamadığını bize açıkladı.

Sami explained to us why he couldn't do that.

Tom, Mary'nin onu yapamadığını fark etmedi.

- Tom didn't realize that Mary couldn't do that.
- Tom didn't realize Mary couldn't do that.

Tom'un onu yapabilip yapamadığını sordun mu?

Did you ask Tom if he could do that?

Tom Mary'nin onu yapamadığını biliyor muydu?

- Did Tom know Mary couldn't do that?
- Did Tom know that Mary couldn't do that?

Tom yapılması gereken şeyi yapamadığını biliyordu.

Tom knew that he couldn't do what needed to be done.

Tom'un onu yapamadığını sana düşündüren ne?

What makes you think Tom couldn't do that?

Tom'un onu yapamadığını ne zaman öğrendin?

When did you find out that Tom couldn't do that?

Tom'a bunu yapamadığını söyledin, değil mi?

You told Tom you couldn't do that, didn't you?

Tom'un iyi yemek yapıp yapamadığını bilmiyorum.

I don't know whether Tom can cook well or not.

Tom bunu yapamadığını sana kim söyledi?

Who told you Tom couldn't do that?

Tom, Mary'ye John’un bunu yapamadığını söyledi.

- Tom told Mary John wasn't able to do that.
- Tom told Mary that John wasn't able to do that.

Tom Mary'nin bunu yapamadığını düşünmüş olmalı.

- Tom must've thought Mary couldn't do that.
- Tom must have thought Mary couldn't do that.

Tom, Mary'nin muhtemelen bunu yapamadığını söyledi.

- Tom said Mary probably couldn't do that.
- Tom said that Mary probably couldn't do that.

Tom, Mary'ye neden bunu yapamadığını söyledi.

Tom told Mary why he couldn't do that.

Tom, Mary'nin bunu yapamadığını bildiğini söylüyor.

- Tom says he knows Mary can't do that.
- Tom says he knows that Mary can't do that.

Tom, Mary'ye John'un bunu yapamadığını söyledi.

Tom told Mary John couldn't do that.

Tom'un bunu neden yapamadığını merak ediyorum.

I wonder why Tom can't do that.

Tom Mary'ye bunu neden yapamadığını açıkladı.

Tom explained to Mary why he wasn't able to do that.

Tom Mary'nin bunu yapamadığını bildiğini söyledi.

- Tom said he knew Mary couldn't do that.
- Tom said that he knew Mary couldn't do that.
- Tom said that he knew that Mary couldn't do that.

Tom'un bunu yapabilip yapamadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom could do that.
- I wonder whether Tom could do that or not.

O, toplantı için onu zamanında yapamadığını açıkladı.

She made it clear that she couldn't make it in time for the meeting.

Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapamadığını söyledi.

- Tom said he couldn't do what we asked him to do.
- Tom said that he couldn't do what we asked him to do.

Tom Mary'nin yapmaya çalıştığını yapamadığını fark etti.

Tom realized that Mary couldn't do what she was trying to do.

Tom bana Mary'nin bunu yapamadığını düşündüğünü söyledi.

- Tom told me he thought Mary couldn't do that.
- Tom told me that he thought Mary couldn't do that.
- Tom told me he thought that Mary couldn't do that.
- Tom told me that he thought that Mary couldn't do that.

Tom Mary'nin John'a onu yapamadığını söylediğini biliyordu.

Tom knew Mary told John she couldn't do that.

Tom Mary'nin onu çok iyi yapamadığını biliyor.

- Tom knows Mary can't do that very well.
- Tom knows that Mary can't do that very well.

Tom Mary'nin yapmaya çalıştığı şeyi yapamadığını biliyordu.

Tom knew that Mary couldn't do what she was trying to do.

Tom yapmak istediği her şeyi yapamadığını söyledi.

- Tom said he wasn't able to do everything he wanted to do.
- Tom said he was unable to do everything he wanted to do.
- Tom said that he wasn't able to do everything he wanted to do.

Tom, yapmayı planladığı her şeyi yapamadığını söyledi.

- Tom said he wasn't able to do everything he'd planned to do.
- Tom said he was unable to do everything he had planned to do.
- Tom said he wasn't able to do everything he'd planned on doing.
- Tom said that he wasn't able to do everything he'd planned to do.

Tom'a onun bunu yapamadığını düşündüğümü neden söyledin?

Why did you tell Tom I thought he couldn't do that?

Tom, Mary'nin onu neden yapamadığını bildiğini söyledi.

- Tom said he knew why Mary wasn't able to do that.
- Tom said that he knew why Mary wasn't able to do that.

- Onun yardımı olmadan onu yapamadığını neden Tom'a söylemedin?
- Onun yardımı olmadan senin onu yapamadığını neden Tom'a söylemedin?

Why didn't you tell Tom you couldn't do that without his help?

Tom Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yapamadığını biliyordu.

- Tom knew that he couldn't do what Mary was asking him to do.
- Tom knew he couldn't do what Mary was asking him to do.

Tom Mary'ye onun yapmasını istediği şeyi yapamadığını söyledi.

Tom told Mary he couldn't do what she asked him to do.

Tom, Mary'ye onun yapmasını istediği şeyi yapamadığını söyledi.

- Tom told Mary he couldn't do what she asked him to do.
- Tom told Mary that he couldn't do what she asked him to do.

Tom'un onu yasal olarak yapamadığını ne zaman anladın?

When did you find out that Tom couldn't legally do that?

Tom'un Mary'nin bunu yapamadığını bilip bilmediğini merak ediyorum.

- I wonder whether Tom knew that Mary couldn't do that.
- I wonder whether or not Tom knew that Mary couldn't do that.
- I wonder whether or not Tom knew Mary couldn't do that.

Niçin sadece Tom'u aramıyorsun ve ona onu yapamadığını söylemiyorsun?

- Why don't you just call Tom and tell him you can't do it?
- Why don't you just call Tom and tell him that you can't do it?

Mary'nin bunu yapamadığını Tom'a düşündüren şeyin ne olduğunu merak ediyorum.

I wonder what made Tom think Mary couldn't do that?