Examples of using "Yansımıştı" in a sentence and their english translations:
Onun sevinci yüzüne yansımıştı.
His joy showed on his face.
Ay ışığı göle yansımıştı.
The moonlight reflected on the lake.
- Giysileri dört bir yana dağılmış haldeyken, huzursuzluğu ve tedirginliği peykerinden anlaşılıyordu. - Kıyafetleri sağa sola dağılmışken, tüm sıkıntısı yüzüne yansımıştı.
His face was disturbed and troubled, while his clothes were disarranged and untidy.