Translation of "Yatak" in English

Yatak yapılmamış.

The bed is unmade.

Yatak yanıyor!

The bed is on fire!

Yatak gıcırdadı.

The bed creaked.

Yatak, odadadır.

The bed is in the room.

- Yatak çok konforlu.
- Yatak çok rahat.

The bed is very comfortable.

- Mary yatak odasında.
- Mary kendi yatak odasında.

Mary is in her bedroom.

- Kendini yatak odasına kapattı.
- Yatak odasına kapandı.

She shut herself up in her bedroom.

Yatak 120 euro!

The bed costs 120 euros!

Onlar yatak yapmazlar.

They don't make beds.

Bu yatak ağır.

This bed is heavy.

Yatak odası nerede?

Where is the bedroom?

Tom yatak odasında.

Tom is in his bedroom.

Ben yatak odamdaydım.

I was in my bedroom.

Yatak gene gıcırdadı.

The bed creaked again.

Yatak çok sertti.

The bed was too hard.

Yatak odam karanlık.

My bedroom is dark.

Yatak çok kısaydı.

The bed was too short.

Yatak odan nerede?

- Where is your bedroom?
- Where's your bedroom?

Yatak yapılınca uyunur.

- As you make your bed, you must lie on it.
- As you make your bed, so you must lie in it.

Bu yatak soğuk.

This bed is cold.

Yatak duvara katlanabilir.

The bed folds into the wall.

Tom yatak odasındaydı.

Tom was in his bedroom.

Sami yatak odasındaydı.

Sami was in the bedroom.

Herhangi bir yatak hiç yatak olmamasından daha iyidir.

- Any bed is better than no bed.
- Half a loaf is better than no bread.

- Sami yatak odasında uyukluyordu.
- Sami yatak odasında kestiriyordu.

Sami was napping in his bedroom.

Kapı, yatak odasına açılıyor.

The door opens into the bedroom.

O yatak dışarıda havalandırılmalı.

That mattress needs to be aired out.

Yatak odanı temizler misin?

Can you clean your bedroom?

Tom yatak odasında değil.

- Tom is not in his bedroom.
- Tom isn't in his bedroom.

Yatak odanda kimse yok.

There's no one in your bedroom.

Bugün yatak odanı temizleyeceğim.

I'm going to clean your bedroom today.

Tom yatak odasında uyuyor.

Tom is asleep in his bedroom.

Tom yatak altına saklıyor.

Tom is hiding under the bed.

Yatak odam çok küçük.

My bedroom is too small.

John yatak odasına koştu.

John ran into the bedroom.

Bu benim yatak odam.

- It is my bedroom.
- This is my bedroom.

Yatak odaları üst kattadır.

The bedrooms are upstairs.

Kadın yatak odasında uyuyor.

The woman sleeps in the bedroom.

Lütfen yatak odanı toparla.

Please tidy up your bedroom.

Masa, yatak odasında değil.

The table is not in the bedroom.

Odamda iki yatak var.

There are two beds in my room.

O yatak çok rahat.

- That bed is very comfortable.
- The bed is very comfortable.

Tom'un yatak odasına gidiyorum.

I'm going up to Tom's bedroom.

Tom yatak için hazırlanıyor.

Tom is getting ready for bed.

Tom yatak odasına gitti.

Tom went into his bedroom.

Tom yatak odasını temizledi.

Tom vacuumed his bedroom.

Bu, Tom'un yatak odası.

This is Tom's bedroom.

Sessizce yatak odama gittim.

I went up to my bedroom on tiptoe.

Onlar yatak odamızı yağmaladılar.

They ransacked our bedroom.

Bu yatak çok rahat.

This bed is very comfortable.

Bu yatak rahat değil.

- This bed is not comfortable.
- This bed isn't comfortable.

Tom yatak odasına girdi.

Tom walked into his bedroom.

Burası senin yatak odan.

This is your bedroom.

Yatak odası üst katta.

The bedroom is upstairs.

Bu yatak sağlam gözüküyor.

This bed looks solid.

Yatak çok yer kaplar.

The bed takes up a lot of room.

Tom yatak odasını düzeltti.

Tom straightened up his bedroom.

Aimee yatak odasında giyiniyor.

Aimee is dressing in her bedroom.

O, yatak örtülerini bulamadı.

He didn't find the bedclothes.

Tom odasındaki yatak yapılmamıştı.

The bed in Tom's room was unmade.

Boş yatak odasında uyuyabilirsin.

You can sleep in the spare bedroom.

Bu yatak çok yumuşak.

This bed is too soft.

Tom yatak odasında çalışıyordu.

Tom was in his bedroom, studying.

Tom yatak odasında okuyor.

Tom is reading in his bedroom.

Yatak odama geri dönüyorum.

I'm back in my bedroom.

Burası çocukluğumun yatak odasıydı.

This was my childhood bedroom.

Leyla yatak odasında uyuyordu.

Layla was asleep in her bedroom.

Sami yatak odasında uyuyordu.

Sami was sleeping in the bedroom.

Bu rahat bir yatak.

This is a comfortable bed.

Tom yatak odasında değildi.

Tom wasn't in his bedroom.

Sami yatak odasını boyuyordu.

Sami was painting the bedroom.

- Dan yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Dan yatak odasını ofise çevirdi.

Dan converted his bedroom into an office.

- Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- Yatak odamın pencereleri iç bahçeye bakar.

The windows of my bedroom face the courtyard.

yatak odasındaki sanat galerisi değil,

was not laid in that bedroom art gallery

İngiltere yoğun bakım yatak sayısının

UK intensive care beds

Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.

On entering the bedroom, she started sobbing.

Yatak odasında bir gürültü duydum.

I heard a noise in the bedroom.

Oda eski yatak dışında boştu.

The room was empty except for a shabby bed.

Onun yatak odası tam yukarıda.

Her bedroom is just above.

Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.

- I would like to book a bedroom.
- I'd like to book a bedroom.

Evimizin iki yatak odası var.

Our house has two bedrooms.

Tom Mary'nin yatak odasına yürüdü.

Tom walked into Mary's bedroom.

Bu yumrulu yatak üzerinde uyuyamam.

I can't sleep on this lumpy mattress.

Benim kendi yatak odam var.

I have my own bedroom.

Benim yatak odam örümceklerle dolu.

My bedroom is crawling with spiders.

Yatak odasında iki komodin vardır.

There are two chests of drawers in this bedroom.

İstiyorsanız ekstra yatak odasında kalabilirsiniz.

You can stay in the extra bedroom if you want.

Tom yatak odasına geri döndü.

Tom went back to his bedroom.

Tom telefonda konuşurken yatak odasındadır.

Tom is in his bedroom talking on the phone.

Yatak odamda bir masam yok.

I don't have a desk in my bedroom.

Tom yatak odası pencerelerini açtı.

Tom opened the bedroom windows.

Misafir yatak odasını kiraya verdim.

I rented out the guest bedroom.