Translation of "Evin" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Evin" in a sentence and their japanese translations:

- Evin harika.
- Evin fantastik.

- なんて素敵な家なんでしょう。
- あなたの家は素晴らしい。

- Evin etrafında koşma.
- Evin içinde koşturmayın.
- Evin içinde koşturma.

家の中でどたばたするな。

- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.

庭は家の前にあります。

- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.
- Evin önünde bir bahçe var.

- 庭は家の前にある。
- 庭は家の前にあります。

- Bir evin var mı?
- Evin var mı?

家を持ってますか?

Evin sallandığını hissettik.

我々は家が揺れるのを感じた。

Evin çatısı kırmızı.

その家の屋根は赤い。

"Evin nerede?" "Orada"

「あなたの家はどこですか」「それは向こうです」

Senin evin büyük.

あなたの家は大きい。

Bahçe evin arkasında.

家の後ろに庭があります。

- Oradan evin çatısını görebilirsin.
- Evin çatısını oradan görebilirsin.

そこからその家の屋根が見える。

- Çocuklar evin arkasında oynuyorlar.
- Çocuklar evin arkasında oynuyor.

子供たちは家の後ろで遊んでいる。

- Evin nerede?
- Eviniz nerede?

- お宅はどちらですか?
- おたく、どこ住み?
- 家はどこ?

Evin hangi yöne bakıyor?

君の家はどちらの方向に面していますか。

Lütfen evin dışında bekle.

家の外で待っていてください。

Evin sallanışını hissetmiyor musun?

家が揺れている感じがしませんか。

Evin biraz sallandığını hissettik.

家がすこし揺れるのを感じた。

Evin içerisi çok cazipti.

その家の内部はとても魅力的だった。

Evin perili olduğu söyleniliyor.

その家には幽霊が出るといわれる。

O, evin yerini sordu.

彼女はその家のある場所を尋ねた。

O bu evin efendisi.

彼はこの家の主人です。

Ben evin sallandığını hissettim.

家が揺れるのを感じた。

Kediyi evin dışına bıraktım.

私は猫を家の外に出した。

Lütfen evin dışında bekleyin.

家の外で待っていてください。

Kate'in babası evin yakındır.

ケイトのお父さんは家の周辺にいる。

Bu senin evin mi?

- ここが君の家?
- これがあなたのお家なの?

Kate'in babası evin civarındaydı.

ケイトのお父さんは家の周辺にいる。

Bu evin sahibi kimdir?

- この家は誰のものですか。
- この家はだれの所有ですか。

Bu evin alanı nedir?

この家の広さはどのくらいありますか。

Lütfen evin hakkında yaz.

あなたの家庭のことを書いて下さい。

O senin evin mi?

- あれって、あなたのお家?
- あれが君の家?

Evin perili olduğu söyleniyor.

その家はお化け屋敷と言われます。

Evin ön kapısı açıktı.

家の入り口が開いていました。

Çocuklar evin dışında oynuyorlar.

子供たちは家の外で遊んでるよ。

Büyüyecek ve evin direği olacaktı.

男の子の誕生を望んでいました

Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.

‎迷わず帰れるのが救いだ

İtalya'da bir evin var mı?

イタリアに家があるの?

Yangın evin her tarafına yayıldı.

火は家中に広がった。

Evin önünde bir bahçe vardır.

家の前に庭がある。

Evin etrafını bir çit kuşatır.

家の周りに塀が立っている。

Evin yan tarafı sarmaşıkla kaplıydı.

家の横はつたで覆われていた。

Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum.

家が揺れるのを感じて、私は走って外へ飛び出した。

Evin yanında bir nehir var.

その家の側には川がある。

"Senin evin nerede?" "Şu ilerde."

「あなたの家はどこですか」「それは向こうです」

Evin arkasında bırakılan kedisini düşündü.

彼女は家に残された猫のことを思い出した。

Yanan evin içine girmen cesurcaydı.

燃える家の中へ入って行ったとは勇敢でしたね。

O, evin dışına giderken görüldü.

彼は家から出かけるところをみられました。

Kazaların çoğu evin yakınında olur.

ほとんどの事故がすぐ近くで起こっている。

Evin arkasında bir bahçe var.

家の後ろに庭があります。

Bir çit evin etrafını sarıyor.

家の周りに塀が立っている。

Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır.

この家の所有者は山田さんだ。

Evin etrafında bir çit var.

家の周りには囲いがしてある。

Her evin bir bahçesi vardı.

どの家にも庭がありました。

O yürüyerek evin yanından geçti.

彼はその家を通り過ぎました。

- Ev soğuk.
- Evin içi soğuk.

家は寒いです。

Bu evin altı odası var.

この家には部屋が6つあります。

- Eviniz büyük.
- Senin evin büyük.

- あなたの家は大きいです。
- あなたの家は大きい。

İki çocuk evin yanında oynadı.

二人の子供が家のそばで遊んでいた。

Bu evin perili olduğu söyleniyor.

この家には幽霊が出るそうだ。

Evin önünde bir çam duruyor.

彼の家の前には松の木が立っている。

Bu evin mutfağı çok büyük.

この家の台所は大変広い。

Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar.

- あの人たちは私たちの家の真向いの家に住んでいる。
- 彼らは向かいの家に住んでいる。

Eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

あの古い家には幽霊が出るそうだ。

Bu evin sahibi siz misiniz?

あなたはこの家の主人ですか。

- Evin boyanılmalı.
- Evinin boyanması gerek.

あなたの家はペンキ塗りが必要だ。

Evin içi hoş ve ılıktı.

- 家の中はとても暖かかった。
- 家の中はポカポカしていた。

Evin bir garajı var mı?

家の中にガレージがありますか。

O, evin dışına fazla çıkmaz.

彼女はあまり外出しません。

Sana bizim evin etrafını göstereyim.

家の中をお見せしましょう。

Evin önünde bir yabancı var.

見知らぬ男が家の前にいる。

Patentlerin hepsini çerçeveletip evin duvarlarına astık.

家の壁には 額に入れた特許証が飾られています

Evin önünde bir arabanın durduğunu duydum.

車が家の前に止まる音が聞こえた。

Senin evin parka ne kadar uzakta?

君の家から公園までどの位離れていますか。

Evin bu kısmı, sabah güneşini alır.

家のこちら側は朝日をとらえる。

Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.

家のうらに広い庭があった。

Evin sallandığını hissederek caddeye doğru koştum.

家が揺れるのを感じて、私は走って通りへ飛び出した。

Evin etrafında taş bir duvar vardı.

その家の周りに石垣があった。

O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.

彼は本を家のあちこちに散らかしっぱなしにした。

Evin umduğumuz kadar büyük olduğunu sanmıyorum.

その家は私たちが望んでいたほど大きくないと思う。

Bizim evin önceki sahipleri Liverpool'a taşındı.

私達の家の前の所有者はリバプールに引っ越した。

Evin içinde bir şeyin dolaştığını hissettim.

私は家の中で何かが動くのを感じた。

Dün benim evin yakınında yangın çıktı.

昨日家の近くで火事が起きた。

Evin önünde tanımadığım bir adam var.

見知らぬ男が家の前にいる。

Evin önünde bir bahçe var mı?

家の前に庭がありますか。

Bu eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

この古い屋敷には幽霊が出るそうだ。

Bu evin sağlam bir temeli vardır.

この家は土台がしっかりしている。

Bu evin on bir odası vardır.

この家には11部屋があります。

Ne kadar büyük bir evin var!

きみは何と大きい家を持っているんだろう。

Kendine ait bir evin olmasını dileyeceksin.

あなたは自分の家が在ればよいのにとお思いになるでしょう。

Okyanus kapıları kırıp evin alt kısmını doldururdu.

‎大波でドアが壊れ ‎家は水浸しになった

Senin evin benimkinden üç kat daha büyük.

君の家は私の家の3倍大きい。

Dün evin önünde bir trafik kazası vardı.

家の前で昨日交通事故があった。

Büyük çirkin ağaç evin güzelliğini yok eder.

その大きな醜い木がその家の美観を損ねている。

Bu mektup için evin her yerini aradım.

その手紙を家中探した。

O benim evin kırık penceresini tamir etti.

彼は、私の家の壊れた窓を直した。

Evin sallandığını hissettiğim için arka bahçeye koştum.

家が揺れるのを感じたので、裏口から庭に飛び出した。