Translation of "Yağsa" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yağsa" in a sentence and their english translations:

Yağmur yağsa, o gitmez.

If it were to rain, he would not go.

Yağmur yağsa bile, başlayacağım.

Even if it rains, I'll start.

Yağmur yağsa bile gideceğim.

I will go even if it rains.

Yağmur yağsa bile, gideceğim.

I will go, even if it rains.

Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.

- I will go even if it should rain heavily.
- I'll go even if it rains heavily.

Yağmur yağsa bile, yarın başlayacağım.

Even if it should rain, I will start tomorrow.

Yağmur yağsa bile oraya gideceğim.

I will go there even if it rains.

Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.

I have to go even if it rains.

Yağmur yağsa bile oyun oynanacak

Even if it rains, the game will be played.

Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.

The game will be played even if it rains.

Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.

The game will be held even if it rains.

Yarın yağmur yağsa da gideceğim.

I'll go, even if it rains tomorrow.

Yarın yağmur yağsa bile gideceğim.

I will go even if it rains tomorrow.

Yağmur yağsa bile golf oynayacak.

He'll play golf even if it rains.

Yağmur yağsa bile bunu yapacağız.

We'll do that even if it rains.

Yağmur yağsa bile bunu yapacağım.

Even if it rains, I'll do that.

Yağmur yağsa bile plaja gideceğim.

I'll go to the beach even if it rains.

Yağmur yağsa bile parka gideceğim.

I'll go to the park even if it's raining.

Yağmur yağsa bile yürüyüşe çıkacağız.

We will go for a walk even if it rains.

- Çok yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.

I have to go even if it rains cats and dogs.

Futbol maçı yağmur yağsa bile oynanacak.

The soccer game will be played, even if it rains.

Yağmur yağsa bile, hiç umurumda değil.

Even though it is raining, I don't care at all.

Yağmur yağsa bile biz seyahat edeceğiz.

Even if it rains, we will travel.

Yarın yağmur yağsa bile, oraya gideceğim.

Even if it rains tomorrow, I'll go there.

Yağmur yağsa bile, yarın yüzmeye gideceğim.

Even if it rains, I'll go swimming tomorrow.

Yağmur yağsa bile toplantı devam edecek.

Even if it rains, the meeting will go on.

Yağmur yağsa bile, bisiklet sürmeye giderim.

I will go cycling even if it rains.

Yağmur yağsa bile, o golf oynayacak.

Even if it rains, he'll play golf.

Yağmur yağsa bile Tom gitmek zorundadır.

Tom has to go even if it rains.

Tom yağmur yağsa bile bunu yapacak.

Tom is going to do that even if it rains.

Yağmur yağsa da yağmasa da planımı değiştirmeyeceğim.

Whether it rains or not, I won't change my plan.

Mayıs ayında kar yağsa, onlara sürpriz olur.

If it snowed in May, they would be surprised.

Tom yağmur yağsa bile golf oynayacağını söylüyor.

- Tom says he'll play golf even if it rains.
- Tom says that he'll play golf even if it rains.

Yağmur yağsa bile yine de parka gideceğim.

I'll still go to the park even if it rains.

Yağmur yağsa bile, yarın sabah erkenden başlıyorum.

Even if it rains, I will start early tomorrow morning.

Bardaktan boşanırcasına yağsa da, ben yine de gideceğim.

Even if it is raining spears, I'm still going.