Translation of "Yüzer" in English

0.013 sec.

Examples of using "Yüzer" in a sentence and their english translations:

- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.

Wood floats.

Naoko yüzer.

Naoko swims.

O, iyi yüzer.

She swims well.

Yağ suda yüzer.

Oil will float on water.

Balıklar suda yüzer.

Fish swim in the water.

Tom günaşırı yüzer.

Tom swims every other day.

Laurie iyi yüzer.

Laurie swims well.

Lorry iyi yüzer.

- Lorry swims well.
- Lorry is good at swimming.

Tom iyi yüzer.

Tom swims well.

O, nehirde yüzer.

He swims in the river.

Buz neden yüzer?

Why does ice float?

- Yağ, su üzerinde yüzer.
- Petrol su üzerinde yüzer.

Oil floats on water.

Mike çok iyi yüzer.

Mike swims very well.

Tom çok hızlı yüzer.

Tom swims very fast.

Babam çok iyi yüzer.

My father swims very well.

- Tom yüzüyor.
- Tom yüzer.

- Tom is swimming.
- Tom swims.

Tom Mary'den iyi yüzer.

- Tom swims better than Mary.
- Tom swims better than Mary does.

Tom balık gibi yüzer.

Tom swims like a fish.

Ablam çok hızlı yüzer.

My older sister swims very fast.

Tom her gün yüzer.

Tom swims every day.

Tom genellikle sabah yüzer.

Tom usually swims in the morning.

Tom çok iyi yüzer.

Tom swims very well.

Erkek kardeşim iyi yüzer.

My brother swims well.

Tom bazen tur yüzer.

Tom sometimes swims laps.

Tom oldukça hızlı yüzer.

Tom swims quite fast.

Mary oldukça hızlı yüzer.

Mary swims quite fast.

O hep akıntıyla yüzer.

He always swims with the current.

Ama ablam iyi yüzer.

But my older sister is good at swimming.

Birçok balık, nehirde yüzer.

Many fish swim in the river.

- Yüzecek misin?
- Yüzer misin?

Will you swim?

Sık sık yüzer misin?

Do you swim often?

Tom gerçekten iyi yüzer.

Tom swims really well.

Tom genellikle geceleri yüzer.

Tom often swims at night.

- Tom yaşına göre iyi yüzer.
- Tom yaşı için iyi yüzer.

Tom swims well for his age.

O bir balık gibi yüzer.

- He swims like a fish.
- He can swim like a fish.

Ahşap yüzer, ancak demir batar.

Wood floats, but iron sinks.

Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.

The fish swims by moving its tail.

Tom'un köpeği oldukça iyi yüzer.

Tom's dog swims quite well.

Tom Mary'den daha iyi yüzer.

- Tom swims better than Mary.
- Tom swims better than Mary does.

Mary Jack kadar hızlı yüzer.

Mary swims as fast as Jack.

O benden daha iyi yüzer.

- He can swim better than I.
- He can swim better than me.

Tom her gün yüzer mi?

Does Tom swim every day?

Tom sık sık yüzer mi?

Does Tom swim often?

Tom günde kaç saat yüzer?

How many hours a day does Tom swim?

Tom neredeyse her gün yüzer.

Tom swims practically every day.

Onların hepsi çok hızlı yüzer.

All of them swim very fast.

Jane Yumi'den daha iyi yüzer.

Jane swims better than Yumi.

O, benden daha iyi yüzer.

He swims better than I do.

Tom Mary kadar hızlı yüzer.

- Tom swims as fast as Mary does.
- Tom swims as fast as Mary.

Tom, Mary kadar iyi yüzer.

- Tom swims as well as Mary does.
- Tom swims as well as Mary.

Canlı balık suyun altında yüzer.

Live fish swim under water.

- Mary'den daha iyi yüzüyor.
- Mary'den daha iyi yüzer.
- O, Mary'den daha iyi yüzer.

She swims better than Mary.

Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.

My younger brother swims every day in the summer.

- O, nehirde yüzüyor.
- O, nehirde yüzer.

- He is swimming in the river.
- He swims in the river.

Büyük bir akvaryum balığı gölette yüzer.

A large goldfish swims in the pond.

Tom gerçekten iyi yüzer, değil mi?

Tom really does swim well, doesn't he?

Yazın çok sayıda kişi burada yüzer.

A lot of people swim here in the summer.

Tom her sabah oğluyla birlikte yüzer.

Tom swims with his son every morning.

Tom neredeyse Mary kadar hızlı yüzer.

Tom swims just about as fast as Mary.

Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer.

Some of the boys are fishing and the others are swimming.

Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.

Surprisingly, he swims even on cold days.

Tom her sabah işe gitmeden önce turlar yüzer.

Tom swims laps every morning before going to work.

- Tom oldukça iyi yüzer.
- Tom oldukça iyi yüzüyor.

- Tom swims pretty well.
- Tom swims quite well.

Bir elma suda yüzer ama bir armut yüzmez.

An apple floats in water, but not a pear.

- Tom benden daha iyi yüzer.
- Tom benden iyi yüzüyor.

Tom swims better than I do.

Kim daha hızlı yüzer, Tom mu yoksa Mary mi?

Who swims faster, Tom or Mary?

- Yarın Tom'un yüzeceğini düşünüyor musun?
- Sence Tom yarın yüzer mi?

Do you think Tom will swim tomorrow?

Tom sık sık uğrar ve bizim yüzme havuzunda tur yüzer.

Tom often comes over and swims laps in our swimming pool.

Fikirlerin gerçekten yerde bir evi yok, onlar insanlar arasında havada yüzer.

Ideas don't really have a home on the ground, they float in the air between people.

Tom her zaman gerçekten tek başın mı yüzer? Tehlikeli değil mi?

Does Tom really always swim by himself? Isn't that dangerous?

Eğer bitkiler ve taşlar suda ise o zaman bu olur: bitkiler yüzer ve kayalar batar.

If plants and stones are in the water then this will happen: the plants float and the rocks sink.