Translation of "Titizlikle" in English

0.007 sec.

Examples of using "Titizlikle" in a sentence and their english translations:

Sami işi titizlikle planladı.

Sami planned the thing meticulously.

Sami titizlikle kovboy gibi giyindi.

Sami was meticulously dressed as a cowboy.

Tom her zaman arabasına titizlikle baktı.

Tom has always looked after his cars fastidiously.

Sami'nin arka bahçesi titizlikle muhafaza edildi.

Sami's backyard was meticulously maintained.

Yıllarca çok titizlikle topladığım her şeyi kaybettim.

I lost everything I had so painstakingly collected over the years.

- O, işini titizlikle yaptı.
- O, işini özenle yaptı.

He did his work painstakingly.

Bir karar vermeden önce seçenekleri titizlikle düşünüp taşınmalıyız.

We should weigh the options carefully before making a decision.

Kitaplar o kadar değerliydi ki onlara büyük bir titizlikle bakıldı.

So valuable were books that the greatest care was taken of them.

- O, işini titizlikle yaptı.
- O, işini özenle yaptı.
- O, işini ihtimamla yaptı.

He did his work painstakingly.