Translation of "Tavsiyem" in English

İkinci tavsiyem:

Number two:

İlk tavsiyem şöyle:

Number one:

Size de tavsiyem

My advice to you too

Tavsiyem eve gitmendir.

My advice is for you to go home.

Tavsiyem takip edilmedi.

- My advice was not followed.
- My advice wasn't followed.

Bu benim tavsiyem.

This is my advice.

Tavsiyem Tom'a söylememektir.

My advice is to not tell Tom.

Tavsiyem olmasaydı, başarısız olurdun.

But for my advice, you would have failed.

Size tavsiyem olanları unutmak.

My advice to you is to forget about what happened.

Benim tavsiyem eve gitmektir.

My advice is to go home.

Benim tavsiyem sabırlı olmaktır.

My advice is to be patient.

Benim tavsiyem onlara söylememek.

My advice is not to tell them.

Benim tavsiyem ona söylememek.

My advice is not to tell him.

Benim tavsiyem Tom'a söylememek.

My advice is not to tell Tom.

Bugün tavsiyem Tom'dan kaçınmak olacaktı.

My advice would be to avoid Tom today.

Senin için bir tavsiyem var.

I have some advice for you.

Benim tavsiyem eve gitmek olurdu.

My advice would be to go home.

Eğer benim tavsiyem olmasaydı, başarısız olurdun.

- If not for my advice, you would have failed.
- If it weren't for my advice, you would have failed.

Senin için biraz tavsiyem var, Tom.

I have some advice for you, Tom.

Benim tavsiyem devlet tahvillerine yatırım yapmandır.

My recommendation is that you invest in government bonds.

Benim tavsiyem nasıl hissettiğini Tom'a söylemek.

My advice is to tell Tom how you feel.

Benim tavsiyem bunu yapmaktan vazgeçmek olurdu.

My advice would be to stop doing that.

Benim tavsiyem bugün bunu yapmak olurdu.

My advice would be to do that today.

Benim tavsiyem Tom'un tavsiyesini görmezden gelmek olurdu.

My advice would be to ignore Tom's advice.

Benim tavsiyem en kısa sürede ayrılmak olurdu.

My advice would be to leave as soon as you can.

Benim tavsiyem en kısa sürede terk etmendir.

My advice is to leave as soon as you can.

Benim tavsiyem Tom'a bilmek istediği şeyi söylemek.

My advice is to tell Tom what he wants to know.

Benim tavsiyem beklemek ve Tom'un ne yaptığını görmek.

My advice is to wait and see what Tom does.

Benim tavsiyem şimdi biraz uyumak ve bunu yarın bitirmek olurdu.

My advice would be to get some sleep now and finish this tomorrow.