Translation of "Tahtadan" in English

0.008 sec.

Examples of using "Tahtadan" in a sentence and their english translations:

Tahtadan yapılmadı.

It wasn't made of wood.

- Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış.
- Bütün oyuncaklar tahtadan.

All of the toys are wooden.

Kutu tahtadan yapılmıştır.

The box is made of wood.

Sandalyeler tahtadan yapılmış.

The chairs are made of wood.

Sandalye tahtadan yapılmış.

This chair is made of wood.

Kırık bir tahtadan yontulduk,

We are made from crooked timber,

Çoğu Matruşka tahtadan yapılmıştır.

Most matryoshkas are wooden.

Tom tahtadan geri çekildi.

Tom stepped back from the blackboard.

Tom çiviyi tahtadan çıkardı.

Tom pulled the nail out of the board.

Tom dartları tahtadan çekti.

Tom pulled the darts out of the board.

Bu masa tahtadan yapılmıştır.

This table is made from wood.

Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış.

All the toys are made of wood.

O oyuncak tahtadan yapılmış.

That toy is made out of wood.

- Masa tahtadan yapılmış.
- Masa ahşap.

The table is made of wood.

Bu masa kullanılmış tahtadan yapılır.

This table is made from reclaimed wood.

Tom'un oyuncaklarının hepsi tahtadan yapılmış.

Tom's toys are all made of wood.

- Sandalyeler ahşaptan yapılmıştır.
- Sandalyeler tahtadan yapılmış.

The chairs are made of wood.

Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.

He carved me a wooden doll.

Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.

This stool is made up of leather and wood.

Tom levye ile çiviyi tahtadan çıkardı.

Tom pulled the nail out of the board with a crowbar.

Yunanlar tahtadan bir at inşa etti.

The Greeks built a wooden horse.

Biz metal, kağıt ve tahtadan tabaklar satarız.

We sell metal, paper, and wooden plates.

- O günlerde gemiler tahtadan yapılmıştır.
- O günlerde gemiler ahşaptan yapılırdı.

The ships were made of wood in those days.

- Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- Bu masa ahşaptan yapılmıştır.
- Bu masa ahşaptır.

This table is made of wood.

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.

A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.

"Nasıl buldun dostum?" dedi Tom gülümseyerek, "vezirimle seni mat etmemi?" Maria önce şok oldu, bu gözünden kaçmazdı. Kısa bir süre sonra gülümseyip "Peki atımla vezirini almama ne dersin?" diye yanıtladı ve atıyla hamlesini yapıp veziri tahtadan attı.

"How did you like that, dear friend," said Tom with a smile, "this checkmate that I gave you with my queen?" - Mary was shocked at first. Would she have missed something? But she soon smiled too and replied, "Well, what would you think if I captured your queen with my knight?" And having moved the knight, she removed the queen from the board.