Translation of "Oyuncaklar" in English

Ona yeni oyuncaklar almalısın.

You should buy her new toys.

Hobim eski oyuncaklar toplamaktır.

My hobby is collecting old toys.

O fabrika oyuncaklar üretir.

That factory manufactures toys.

Tüm oyuncaklar ahşaptan yapılmıştır.

All the toys are made of wood.

Bu oyuncaklar çok popüler.

These toys are very popular.

Ona yeni oyuncaklar alman gerekir.

You should buy him new toys.

Tom'un torunu bazı oyuncaklar yaptı.

Tom made his grandson some toys.

Bu oyuncaklar kızlar için uygundur.

These toys are suitable for girls.

Tom Mary'ye bazı oyuncaklar yaptı.

Tom made Mary some toys.

Tom'a bazı yeni oyuncaklar almalısın.

You should buy Tom some new toys.

Tom çocuklarına bazı oyuncaklar aldı.

- Tom bought some toys for his children.
- Tom bought his children some toys.
- Tom bought his kids some toys.
- Tom bought some toys for his kids.

Tom, torunu için bazı oyuncaklar yaptı.

Tom made some toys for his grandson.

Tom çocuklar için bazı oyuncaklar getirdi.

Tom brought some toys for the children.

- Bu oyuncaklar kimin?
- Bunlar kimin oyuncağı?

Whose toys are these?

Ben sekiz yaşındayken, annem bana oyuncaklar alırdı.

When I was eight, my mom bought toys for me.

- Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış.
- Bütün oyuncaklar tahtadan.

All of the toys are wooden.

Tom Mary'nin ön verandasında bazı oyuncaklar gördü.

Tom saw some toys on Mary's front porch.

Noel yeni oyuncaklar pazarlamak için iyi bir zamandır.

Christmas is a good time to market new toys.

Tayland'ta insanlar yiyecek içecek ve oyuncaklar için hindistan cevizi kullanırlar.

In Thailand, people use coconuts for food, drink and toys.

Eğer su tabancası istiyorsan sadece para biriktirmek ve onu kendin almak zorunda kalacaksın. Senin için sürekli oyuncaklar alamam. Verecek param yok.

If you want that water pistol you'll just have to save money and buy it yourself. I can't constantly buy toys for you. I'm not made of money.