Translation of "Tıkılı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Tıkılı" in a sentence and their english translations:

Kendi depresyon hapislerinde tıkılı kalmışlardı.

They were stuck in their individual prisons of depression.

- Tom sıkıştı.
- Tom tıkılı kaldı.

Tom got stuck.

Tom her gün küçük ofisinde tıkılı kalmaktan hoşlanmaz.

Tom doesn't like being cooped up in his small office every day.

- Aynı yerde tıkılı kaldım.
- Aynı yerde sıkışmış durumdayım.

I'm stuck in the same place.

- Burada daha ne kadar tıkılı kalacağız?
- Burada ne kadar kısılı kalacağız?

How long are we going to be stuck here?