Translation of "Tütün" in English

Selanik'de pamuk, tütün

Cotton, tobacco in Thessaloniki

Tütün beyni etkiler.

Tobacco acts on the brain.

Tütün çiğnemeyi severim.

I like to chew tobacco.

Tütün içmekten hoşlanır.

She likes to smoke tobacco.

Oda tütün kokuyordu.

The room smelled of tobacco.

Tütün olmadan yapamam.

I can't do without tobacco.

Tom tütün çiğner.

Tom chews tobacco.

Onlar tütün içtiler.

- They smoked.
- They were smoking.

Tütün dumanı kanser yapıcıdır.

- Tobacco smoke is productive of cancer.
- Tobacco smoke causes cancer.

Tütün çiğnediğin doğru mu?

Is it true that you chewed tobacco?

Tütün önemli ürünlerden biridir.

Tobacco was one of their major crops.

Bu üçüncü sınıf tütün.

This is third-rate tobacco.

O tütün içmeyi sever.

He likes to smoke tobacco.

Tütün sağlığınız için zararlıdır.

Tobacco is harmful to your health.

Hiç tütün çiğnedin mi?

Have you ever chewed tobacco?

Tütün dumanı kansere neden olur.

Tobacco smoke causes cancer.

O, karaborsadan tütün satın alır.

He buys the tobacco at the black market.

Tütün aldım ve onu içtim.

I bought tobacco and I smoked it.

Sami zaman zaman tütün çiğniyordu.

Sami chewed tobacco from time to time.

Sen tütün dükkanında pul satın alıyorsun.

You buy stamps at the tobacco shop.

Tütün Kuzey Carolina ekonomisinin önemli bir parçasıdır.

Tobacco is an important part of North Carolina's economy.

Biz bu yatak odasında bir tütün kokusu alabiliyoruz.

We can smell an odor of tobacco in this bedroom.

Amcam çok sigara içen biridir; tütün onun için kaçınılmazdır.

My uncle is a very heavy smoker; tobacco is indispensable to him.

Tütün dumanı ve akciğer kanseri arasındaki bağlantının farkında mısınız?

Are you aware of the link between tobacco smoke and lung cancer?

Ne şarap, ne afyon, ne de tütün insanların yaşamları için gereklidir.

Neither wine, nor opium, nor tobacco are necessary for people’s lives.

- Tütün, akciğer hastalıklarının en önemli sebebidir.
- Göğüs hastalıklarının başlıca nedeni tütündür.

Tobacco is the leading cause of lung disease.

Büfelerden hoşlanmıyorum. Onlar pahalı, gürültülü ve tütün ve kızrtılmış yiyecek kokusu dolu.

I don't like snack bars. They're expensive, noisy, and full of the smell of tobacco and fried food.

Tütün kolonyasının kokusu dedesinin evini ziyaret ettiği zamanlara dair Tom'un hatıralarını canlandırdı.

The scent of tobacco cologne brought back memories of Tom's visits to his grandfather's.

Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.

We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.

Odaya girer girmez sadece tütün kokusunu değil aynı zamanda benzin kokusunu da fark ettim.

No sooner had I entered the room than I noticed the smell not only of tobacco but of gas.