Translation of "Içtiler" in English

0.009 sec.

Examples of using "Içtiler" in a sentence and their english translations:

Sigara içtiler.

They smoke.

Çok fazla içtiler.

They drank way too much.

Onların hepsi içtiler.

They all drank.

Onlar kahve içtiler.

They drank coffee.

Bardaklarını tokuşturup içtiler.

They clinked their glasses and drank.

Onlar tütün içtiler.

- They smoked.
- They were smoking.

Onlar yediler ve içtiler.

They ate and they drank.

Onlar meyveli içecek içtiler.

They drank smoothies.

Havyar yiyip şampanya içtiler.

They ate caviar and drank champagne.

Sırayla çeşmeden su içtiler.

They took turns drinking from the water fountain.

Onlar iki şişe şarap içtiler.

- They drank two bottles of wine.
- They have drunk two bottles of wine.

Onlar bir fincan kahve içtiler.

Mary doesn't read any English-language books.

Onlar yediler ve şampanya içtiler.

They ate and drank champagne.

Onlar mutfakta oturup çay içtiler.

They sit in the kitchen and drink tea.

Her cuma gecesi gidip içtiler.

Every Friday night they went and drank.

Onlar yemek yediler ve şarap içtiler.

They ate and drank wine.

Bardaklarını kaldırdılar ve onların başarısına içtiler.

They raised their glasses and toasted to their success.

Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.

Working men drank hard apple cider.

Akşam yemeğinde bir şişe kırmızı şarap içtiler.

They drank a bottle of red wine at dinner.

Tom ve Mary üç sürahi bira içtiler.

Tom and Mary drank three pitchers of beer.

İki aşık, birbirlerini sonsuza kadar sevmeye and içtiler.

The two lovers swore to love each other for eternity.

Adamlar gece geç saatlere kadar iskambil oynayıp içtiler.

The men played cards and drank until late at night.

Tom ve arkadaşları dün gece çok bira içtiler.

Tom and his friends drank a lot of beer last night.

Tom ve Mary genellikle ön sundurmada sabah kahvesini içtiler.

Tom and Mary often had their morning coffee on the front porch.

- İki âşık çay içerek yüz yüze oturdular.
- İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.

The two lovers sat face to face, drinking tea.

Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.

When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it.