Translation of "Sporcu" in English

- Tom doğal sporcu.
- Tom doğuştan sporcu.

Tom is a natural athlete.

Tom tam bir sporcu.

Tom is quite an athlete.

Ben bir sporcu değilim.

I am not an athlete.

Tom gerçek bir sporcu.

Tom is a true sportsman.

Tom harika bir sporcu.

Tom is a great sportsman.

Olağanüstü güçlü bir sporcu.

He is an athlete with extraordinary strength.

Tom dünya çapında bir sporcu.

Tom is a world-class athlete.

Yetenekli bir sporcu cesur olmalı.

An able sportsman should be brave.

Bu, biz antrenörlerin sporcu öğrencilerle etkileşimini

It changed and revolutionized the way we as coaches

O harika bir sporcu gibi görünüyor.

He appears to have been a great sportsman.

Mary antrenman için sporcu sütyeni giyiyor.

Mary wears a sports bra for exercise.

-''Sen sporcu musun?'', -''Yok, ben taraftarım.''

"Are you an athlete?" "No, I'm a fan."

Yaklaşık 10.000 sporcu, olimpiyat köyünde yaşıyor.

Nearly 10,000 athletes live in the Olympic village.

Kanada, Pyeongchang Olimpiyatlarına 225 sporcu gönderecek.

Canada will send 225 athletes to the Pyeongchang Olympics.

Çok kötü bir sporcu olan oğluma şöyle sordum

I ask my son who is by the far a terrible, terrible athlete,

O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.

He looks like a sportsman, but he is a writer.

- Olağanüstü hızlı bir sporcu.
- Olağanüstü hızlı bir atlet.

He is an athlete with extraordinary speed.

O sporcu bu turnuvada üst üste üç kez kazandı.

That athlete won three times in a row in this tournament.

Dört yüz on altı tane Çinli olimpik sporcu Rio'dadır.

Four hundred and sixteen Chinese Olympic athletes are in Rio.

- Sen bir atletin vücuduna sahipsin.
- Sende bir sporcu vücudu var.

You have the body of an athlete.

Birçok sporcu toplumsal bir hayatı bırakır, bu nedenle performans hedeflerine ulaşabilirler.

Many athletes forego a social life, so they can achieve their performance goals.

- Ben harika bir atlet olduğumu düşünüyorum.
- Ben büyük bir atlet olduğumu düşünüyorum.
- Ben harika bir sporcu olduğumu düşünüyorum.
- Ben büyük bir sporcu olduğumu düşünüyorum.

- I think I'm a great athlete.
- I think that I'm a great athlete.

Bu kıyafet içinde sporcu gibi oldum da, ben hiç spor yapmıyorum ki.

I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.

Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.

I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.