Translation of "Soğukkanlı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Soğukkanlı" in a sentence and their english translations:

Soğukkanlı.

He's cold-blooded.

Tom soğukkanlı.

Tom is unperturbed.

Soğukkanlı görünüyorsun.

You seem unperturbed.

Yılanlar soğukkanlı yaratıklardır.

Snakes are cold-blooded creatures.

Tom soğukkanlı görünüyor.

- Tom seems unperturbed.
- Tom seemed calm.
- Tom seems relaxed.
- Tom seemed reassured.

Tom tamamen soğukkanlı.

Tom is completely unfazed.

Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.

Fish are cold-blooded animals.

Fadıl soğukkanlı katildi.

Fadil was cold-hearted killer.

- Tüm balıklar soğukkanlı mıdır?
- Bütün balıklar soğukkanlı mıdır?

Are all fish cold-blooded?

Bir krizde soğukkanlı olmalısın.

In a crisis you must keep your head.

Tom soğukkanlı olmaya çalıştı.

Tom tried to play it cool.

O kadınlar soğukkanlı katillerdir.

Those women are cold-blooded killers.

O, soğukkanlı bir katildi.

He was a stone-cold killer.

Tom soğukkanlı bir katildir.

- Tom is a cold-hearted murderer.
- Tom is a cold-blooded murderer.

Bütün balıklar soğukkanlı değildir.

Not all fish are cold-blooded.

Tom soğukkanlı, mesafeli ve kibirli.

Tom is cold, distant and arrogant.

Sen soğukkanlı bir insansın, değil mi?

You are a cold-blooded person, aren't you?

Tom her zaman soğukkanlı olmaya çalışıyor.

Tom is always trying to be cool.

Tom'un soğukkanlı bir katil olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect that Tom is a cold-blooded murderer.
- I suspect Tom is a cold-blooded murderer.

Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir adam değildir.

Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.

Acil bir durum varsa soğukkanlı olmak çok önemlidir.

It's very important to keep your head if there's an emergency.

Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

- Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.
- Tom is cool, calm, and collected, even under pressure.

Onun soğukkanlı havasına rağmen, söylediğin her şeyle yakından ilgileniyor.

Despite her nonchalant air, she is paying close attention to everything you say.

Beni dinle, o soğukkanlı bir biçimde babamın Kakongo kralı olduğunu söyledi.

Listen to me, he said coldly, my father was the king of Kakongo.

- Tom sağduyu çağrısında bulundu.
- Tom soğukkanlı olanların kazanmasını diledi.
- Tom aklıselim çağrısı yaptı.
- Tom aklıselimin galip gelmesini arzu ettiğini söyledi.

Tom pleaded for cooler heads to prevail.