Translation of "çıkardım" in English

0.008 sec.

Examples of using "çıkardım" in a sentence and their english translations:

- Kıyafetlerimi çıkardım.
- Giysilerimi çıkardım.

I took off my clothes.

Omzumu çıkardım.

I dislocated my shoulder.

Bıçağımı çıkardım.

I got out my knife.

Ceketimi çıkardım.

I took off my coat.

Peruğumu çıkardım.

I took off my wig.

Gömleğimi çıkardım.

- I took off my shirt.
- I took my shirt off.

Kurşunları çıkardım.

I took out the bullets.

Ben birini çıkardım.

I brought one out.

Fırından keki çıkardım.

I took the cake out of the oven.

Ben ayakkabılarımı çıkardım.

I took my shoes off.

Silahımı kılıfından çıkardım.

I unholstered my firearm.

Örgü şişlerimi çıkardım.

I pulled out my knitting needles.

Tom'u işten çıkardım.

I fired Tom.

Bisikletimden tekerleri çıkardım.

- I took the wheels off my bicycle.
- I took the wheels off of my bicycle.

Bir triseps çıkardım.

I pulled a triceps.

Çöpü dışarı çıkardım.

I took out the trash.

Bunu satışa çıkardım.

I got this on sale.

Cüzdanımı cebimden çıkardım.

I took my wallet out of my pocket.

Ben de ceketimi çıkardım.

So, I remove my jacket.

Eski arabamı elden çıkardım.

I parted with my old car.

Bir kitabın özetini çıkardım.

I made an abstract of a book.

Baygın halde gömleğimi çıkardım.

I unconsciously removed my shirt.

Burada iyi iş çıkardım.

I've done well here.

Bir tane kazıp çıkardım.

I dug one up.

Ben bir tane çıkardım.

I removed one.

Birlikte yolculuğumuzun tadını çıkardım.

I enjoyed our trip together.

Resmi albümden yırtıp çıkardım.

I tore the picture out of the album.

İyi bir iş çıkardım.

- I have done a good job.
- I've done a good job.

Turtaları fırından çıkardım zaten.

I already took the pies out of the oven.

Boston'da zamanımın tadını çıkardım.

I enjoyed my time in Boston.

Tom'un bisikletinden tekerleri çıkardım.

I took the wheels off Tom's bike.

Sonunda gerçeği ortaya çıkardım.

Finally I uncovered the truth.

Çöpü zaten dışarı çıkardım.

- I've already taken out the garbage.
- I've already taken the garbage out.
- I've already taken out the trash.

Paltomu ve eldivenlerimi çıkardım.

I took off my coat and gloves.

- Hava sıcak olduğu için paltomu çıkardım.
- Kabanımı çıkardım, çünkü hava sıcaktı.

- I took off my coat because it was hot.
- I took my coat off because it was hot.

Hava ısındığı için, kazağımı çıkardım.

- As it got warmer, I took off the sweater.
- I took off my sweater because it got warmer.
- Since it got warmer, I took off my sweater.

Şapkamı çıkardım ve kiliseye girdim.

I took off my hat and entered the church.

Benim eski paltoyu elden çıkardım.

I disposed of my old coat.

Hoop, ben yine gaz çıkardım!

Oops, I farted again!

Hava ısındığından dolayı kazağımı çıkardım.

I took off my sweater because it got warmer.

Eve geldim ve ayakkabılarımı çıkardım.

I got home and took my shoes off.

Mary ile çıkardım, hatırlıyor musun?

I used to date Mary, remember?

Bıçağımı çıkardım ve elmayı soydum.

I got out my knife and peeled the apple.

Kaş yapayım derken göz çıkardım.

I've made things worse.

Ben bir tane ortaya çıkardım.

I unearthed one.

Keki fırından çok erken çıkardım.

I took the cake out of the oven too early.

Ses çıkarmamasından reddettiği anlamını çıkardım.

I interpreted her silence as a refusal.

Tom için bir plaka çıkardım.

I put a plate out for Tom.

Yardımı karşılığında onu akşam yemeğine çıkardım.

I took him out to dinner in return for his help.

Param olsa bir dünya seyahatine çıkardım.

If I had the money, I would make a trip around the world.

O kadar sıcaktı ki ceketimi çıkardım.

It was so hot I took my coat off.

- Adını listeden çıkarttım.
- Adınızı listeden çıkardım.

I took your name off the list.

Elbiselerim ıslandı bu yüzden onları çıkardım.

My clothes get wet so I took off them.

Onu bir yürüyüş için dışarı çıkardım.

I took him out for a walk.

Bir yürüyüş yaptırmak için onu çıkardım.

I took him out for a walk.

Az önce senin kim olduğunu çıkardım.

I just figured out who you are.

Ben gençken daha çok dışarı çıkardım.

I used to go out a lot when I was younger.

Akşam yemeğinden sonra köpeği yürüyüşe çıkardım.

After eating dinner, I walked the dog.

Hava sıcaktı, ben de paltomu çıkardım.

- It was hot so I took my coat off.
- It was hot so I took off my coat.

Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.

Along the way, I have learned some valuable lessons.

Geçen yaz her zaman sabah yürüyüşe çıkardım.

Last summer, I always took a walk in the morning.

Delia'nın alerjisi olduğu için tariften fındığı çıkardım.

I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

Ben kahvaltıdan önce sık sık yürüyüşe çıkardım.

I would often take a walk before breakfast.

Ben her hafta sonu arkadaşlarla dışarı çıkardım.

I used to go out with friends every weekend.

Ben zarfı açtım ve bir mektup çıkardım.

I opened the envelope and pulled out a letter.

Hava çok sıcaktı, bu yüzden ceketimi çıkardım.

It was hot, so I took off my coat.

Hava son derece sıcaktı, bu yüzden ceketimi çıkardım.

It was extremely hot, so I took my coat off.

Ceketimi çıkardım ve onu bir sandalyenin üstüne bıraktım.

I took off my coat and put it on the chair.

Ben ayakkabılarımı çıkardım ve onları pencereden dışarı attım.

I took my shoes off and threw them out the window.

Bunu yapmaktan nefret etmeme rağmen arabamı elden çıkardım.

I parted with my old car, though I hated to do so.

Trende seyahat ederken, ben pencereden başımı çıkardım ve benim kepim uçtu.

While travelling on the train, I stuck my head out the window, and my cap flew off.

Üç farklı resim çizdim ve daha sonra her bir resmin kopyalarını çıkardım,

I drew three different pictures and, then, made duplicates of each picture

- Daha fazla mesai için olay çıkardım.
- Daha fazla ek mesai için başvuruda bulundum.

I put in for more overtime.