Translation of "Sınırda" in English

Sınırda pasaportum istendi.

I was asked for my passport at the border.

Sınırda pasaportumu göstermem istendi.

I was asked to show my passport at the border.

Gümrük idaresi sınırda bulunur.

The customs office is at the border.

Radyoaktif bulut, sınırda durdu.

The radioactive cloud stopped at the border.

Sınırda pasaportunu göstermek zorundasın.

At the border you have to show your passport.

Sınırda insanlara her gün şunu söylüyoruz

And we tell people every day at the border,

Eğer dümdüz gitseydi antartikaya varır ve sınırda dururdu diyorlar

If they went straight, they would reach the antarctica and stop at the border.

Birçok aile sınırda yeni bir hayat kurmak için ayrıldı.

Many families left to make a new life on the frontier.

Kent, kıyı bölgesi ve komşu dağlar arasındaki sınırda yer alıyor.

The city lies on the border between the coastal area and the neighboring highland.

Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.

Many families went west to make a new life on the frontier.

Bu ev, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sınırda yer almaktadır.

This house straddles the border between Canada and the United States.