Translation of "Söylenemez" in English

Pek katıldığım söylenemez.

I'm not completely in accord.

Daha fazlası söylenemez.

No more can be said.

Yan yana olmaktan pek hazzettikleri söylenemez.

They aren't entirely comfortable with each other's company.

Tom'la arkadaştan öteyiz fakat sevgili olduğumuz da söylenemez.

- Tom is more than my friend, but he's not quite my boyfriend.
- Tom is more than my friend, but he isn't quite my boyfriend.

Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.

A curlyhair tarantula's eight tiny eyes see little more than light and shade.

- Tom'un basketbola fazla merakı yoktur.
- Tom'un basketbolla pek ilgilendiği söylenemez.

- Tom is not a huge basketball fan.
- Tom isn't a huge basketball fan.

Bu dünyada ölüm ve vergiler hariç hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.

In this world nothing can be said to be certain, except death and taxes.