Translation of "Rahatlık" in English

Bağdaştırmakta rahatlık duyuyorlar.

in how they relate to these big topics.

Allah rahatlık versin.

- Good night!
- Goodnight!
- Sleep well!

Rahatlık alanınızdan çıkmanızı istiyorum.

away from a business as usual that has no tomorrow.

Ben size rahatlık verebilirim.

I can give you comfort.

Lüks ve rahatlık mutluluğa eşit değildir.

Luxury and convenience do not equate to happiness.

Bu ilaç sana biraz rahatlık verecek.

This medicine will give you some relief.

Göz kendi rahatlık düzeyinin ötesini görmez.

The eye doesn't see beyond its own comfort level.

Güzel sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.

There was a large stove that gave lovely warmth and coziness.

Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, odalar bir rahatlık sıcaklığına kadar ısıtılır.

No matter how cold it is outside, the rooms are heated to a comfortable temperature.

İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.

If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.