Translation of "Postasını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Postasını" in a sentence and their english translations:

Tom postasını aldı.

- Tom picked up his mail.
- Tom picked his mail up.

- Sami, Leyla'nın e-postasını yok saydı.
- Sami, Leyla'nın e-postasını görmezden geldi.
- Sami, Leyla'nın e-postasını önemsemedi.
- Sami, Leyla'nın e-postasını göz ardı etti.

Sami ignored Layla's e-mail.

Tom, Mary'nin e-postasını yanıtladı.

Tom replied to Mary's email.

Leyla, Sami'nin e-postasını engelledi.

Layla blocked Sami's e-mail.

Bu uçak postasını göndermek istiyorum.

I'd like to send this airmail.

Sami, Leyla'nın sesli postasını kurtardı.

Sami saved Layla's voice mail.

Sami, e-postasını kontrol etti.

Sami checked his e-mail.

Sami, Leyla'nın e-postasını bulamıyor.

Sami can't find Layla's e-mail.

Sami e-postasını kontrol ediyordu.

Sami was checking his e-mail.

Sami, Leyla'nın e-postasını yanıtladı.

Sami replied to Layla's e-mail.

Sami, Leyla'nın e-postasını gördü.

Sami saw Layla's e-mail.

Dan, Linda'nın e-postasını yanıtlamadı bile.

Dan didn't even email Linda back.

Sami, Leyla'nın e-postasını Ferit'e gösterdi.

Sami showed Layla's e-mail to Farid.

Dün onun çevrim içi bulduğum bir postasını okudum.

Yesterday, I read a post of hers that I found online.

Tom kahveyi demlenmeye bırakıp e-postasını kontrol etti.

Tom started the coffee brewing, then checked his email.

O, postacı gelir gelmez, postasını almak için dışarı fırlar.

The second the mailman comes, he rushes out to pick up his mail.

- Tom kahvaltı yapmadan önce e-postasını kontrol eder.
- Tom kahvaltı etmeden önce e-mailine bakar.

Tom checks his email before he eats breakfast.