Translation of "Olmadığıma" in English

Tom olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not Tom.

O olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not her.

Orada olmadığıma sevindim.

I'm glad I wasn't there.

Orada olmadığıma çok memnunum.

I'm very glad I wasn't there.

Ben olmadığıma yemin ederim.

I swear it wasn't me.

Ben sen olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not you.

Ben o olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not him.

Orada olmadığıma yemin ederim.

I swear I wasn't there.

Öyle olmadığıma memnun oldum.

I'm glad I'm not like that.

Onu yapanın ben olmadığıma eminim.

I'm sure it wasn't me who did that.

Senin işine sahip olmadığıma memnunum.

I'm glad I don't have your job.

Onu yapmak zorunda olmadığıma memnunum.

I'm glad I didn't have to do that.

Aradığınız kişinin ben olmadığıma eminim.

I'm sure I'm not the person you're looking for.

Artık onu yapmak zorunda olmadığıma memnunum.

I'm glad I don't have to do that anymore.

Burada en genç insan olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not the youngest person here.

Bunu tekrar yapmak zorunda olmadığıma sevindim.

I'm glad I don't have to do that again.

- Ben olmadığıma memnunum.
- İyi ki ben değilim.

I'm glad it's not me.

Ben o jüride olmak zorunda olmadığıma sevindim.

I'm glad I don't have to be on that jury.

Mutlu ya da üzgün olup olmadığıma karar veremiyorum.

I can't decide if I'm happy or sad.

Ev ödevini yapmayan tek kişinin ben olmadığıma eminim.

I bet I'm not the only one who didn't do his homework.

Onu yapmak zorunda olanın ben olmadığıma memnun oldum.

I'm glad I wasn't the one who had to do that.

Kız arkadaşı olmayan tek kişi ben olmadığıma memnunum.

I'm glad I'm not the only one who doesn't have a girlfriend.

Bunu nasıl yapacağını bilen tek kişinin ben olmadığıma eminim.

- I bet I'm not the only one who knows how to do this.
- I bet that I'm not the only one who knows how to do this.

Bunu Tom'a söylemek zorunda olan kişi ben olmadığıma memnun oldum.

I'm glad I wasn't the one who had to tell Tom that.

Onun köpeğinin öldüğünü ona söylemek zorunda olan kişinin ben olmadığıma memnun oldum.

I'm glad I wasn't the one who had to tell Tom that his dog died.