Translation of "Olanaksızdır" in English

0.003 sec.

Examples of using "Olanaksızdır" in a sentence and their english translations:

Onu sevmemek olanaksızdır.

It's impossible not to love him.

Onun yaşadığını doğrulamak olanaksızdır.

There is no way to confirm that he is alive.

Sigarayı bırakmak onun için olanaksızdır.

- It is impossible for him to give up smoking.
- It's impossible for him to give up smoking.

Üzgünüm ama bu, açıkçası olanaksızdır.

I'm sorry, but that is simply impossible.

Gelecekte ne olacağını bilmek olanaksızdır.

It is impossible to know what will happen in the future.

Bunu kelimelerle tasvir etmek olanaksızdır.

- It's impossible to describe that in words.
- It is impossible to depict that by means of words.

Senin için başarılı olmak olanaksızdır.

It is impossible for you to succeed.

Bir kadının da bunu anlaması olanaksızdır.

there's no way that a woman can understand the full import of that

Bu tozu havadan filtre etmek olanaksızdır.

This dust is impossible to filter from the air.

Ayda bir milyon yen kazanmak kesinlikle olanaksızdır.

It's by no means impossible to earn one million yen a month.

Su olmadan ve oksijen olmadan yaşamak olanaksızdır.

It is impossible to live without water and without oxygen.

Bu dili doğru biçimde konuşmayı öğrenmek olanaksızdır.

It is impossible to learn to speak this language correctly.

Bir defa devrildiğinde katamaranın yardım almadan doğrulması olanaksızdır.

Once capsized, a catamaran is impossible to right without help.

Amerikalılar için "seni seviyorum" demek çok kolay ama Çince'de bunu yapmak olanaksızdır.

It's so easy for Americans to say "I love you" but it's impossible to do this in Chinese.